23. KUREYŞİN MÜZAKERELERİ VE NEBİ SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM’E HUSUMETLE EZİYET DÖNEMİNİN BAŞLAMASI

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, Allah Azze ve Celle’nin bu konudaki emrine uyarak daveti açıktan yaptığında gözler kendisine çevrilmiş, küfrün liderleri ve tuğyanın imamları örnek alınarak Küreyişin şer kuvvetleri harekete geçmişti. Bu esnada Fussilet suresinin şu ayetleri indi: “Hâ Mîm. (Bu Kitap) Rahman ve Rahim olandan indirilmedir. Bilen bir kavim için ayetleri müjdeleyici ve uyarıcı olarak Arapça okunarak açıklanmış bir kitaptır. Onların çoğu yüz çevirip dinlemezler.”[1]

Küreyiş, vakarlı ve yol gösterici olan Utbe  b. Rebia’yı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gönderdi. O Nebiye sallallahu aleyhi ve Sellem’e: ‘Ey kardeşimin oğlu! Senin bizim aramızda nesep bakımından bir değerin var. Sen kavmine büyük bir iş getirdin.  Onların topluluklarının arasını ayırdın. Beni dinle, sana bazı şeyler arz edeceğim, belki bazısını kabul edersin. Eğer sen bu iş ile (İslam’la) çok mal sahibi olmak istiyorsan sana mallarımızı toplarız sende bizim malı en çok olanımız olursun. Eğer sen şeref sahibi olmak istiyorsan seni kendimize efendi yapar ve sensiz hiçbir işe karar vermeyiz. Eğer sen mülk sahibi olmak istiyorsan seni kendimize malik yaparız. Eğer sana gelen bu şeyi kendinden gideremediğin bir görüş ise (hastalıksa) senin için bir tedavisine bakarız ve senin iyileşmen için bu hususta mallarımızı harcarız’ dedi. Sözünü bitirdiği zaman Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’den Secde suresi sadır oldu.[2]

Açıktan davetin akabinde gelen bu merhale şu konularda öne çıkmaktadır:

1.Vahiy ve Allah’ın kesin delili ile karşı koymak: Açıktan davetin akabinde Hac mevsimi geldiğinde Kureyş Muhammed’in işi hakkında Araplara söyleyecekleri şeylerde korkuya kapılmıştı. Velid b. Mugire’nin yanına toplandılar. O, onların fasih Arapçayı, şiiri ve Arap dilini en iyi bilen birisi idi. Küreyiş onunla belki bu konuda bir çözüm ve çıkış yolu bulur diye kendisi ile konuştular. (Bu konuşma neticesinde Velid ilk önce yumuşadı ancak sonra büyüklendi ve Kur’an hakkında : “Nakledilen bir sihir dedi” müteakiben de Müddesir suresinin şu ayetleri indi: “Tek olarak yarattığım kimseyi bana bırak. Ona bol bol mal ve şahit olunan oğullar verdim. Ona yaşantısını tam bir şekilde genişlettim. Sonra o (bunun üzerine) artırmamı arzular. Hayır, o ayetlerimize karşı inatçıdır. Onu sarp yokuşa saracağım. Düşündü ve takdir etti, kahrolası nasılda takdir etti sonra yine kahrolası nasıl takdir etti sonra baktı sonra yüzünü ekşitip kaşını çattı sonra arkasını dönüp büyüklendi ve bu (Kur’an) ancak nakledilen bir sihir dedi.”)[3]

2.Eziyetlere sabretmek: Bu merhalede müşriklerin öfkesi şiddetlendi ve bu durum onları bütün güçleri ile sıkıştırma ve eziyet etmeye götürdü. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de davetten geri durmadı. Rebia b. Abbad radıyallahu anh şöyle dedi: ‘Nebi sallallahu aleyhi ve selem’i Zil Mecaz çarşısında şöyle derken gördüm: ‘Ey İnsanlar La ilahe illallah deyin kurtuluşa eresiniz.’ Bir başka rivayette Ebu Cehil: ‘O’na itaat etmeyin o deli ve yalancıdır’ diyordu.” [4]

3.Dua ile Allah’a sığınmak: Dua Müslümanların hayatında en yüce ve önemli silahlardan biridir. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ümmetine dualarını öğretiyordu. Dua özellikle menhecin gerektirdiği duruma göre en tesirli ve öldürücü bir silahtır. (Nebi sallallahu aleyhi ve sellem kendisine ve dinine eziyet edenlere karşı yaptığı duası tutmuş ve zalimler Bedirde yere yığılmışlardı. Bak: Buhari 520)

4.Hakka boyun eğmede meydan okumak: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu merhalede ümmetine dinleri ile ve Rablerine olan bağlılıkları ile güçlü olmalarını öğretmişti. (Bu bağlılığın neticesinde gelen Allah’ın yardımı için Müslim 2797’e bakınız.)

 

[1] Fussilet suresi 1-4

[2] Hasen Hadis: Es Siretü’n Nebevi syf 206

[3] Sahih Hadisnden alıntı: Beyhaki Delaili’n Nübüvve 556/1

[4] Hasen Hadis: Ahmed 3/ 491, 492, 493

Leave a Reply