27. SIKINTI DÖNEMİNİN DEVAMI, YENİ İŞKENCE VE EZİYET YÖNTEMLERİ

Mekke’nin bu günlerinde müşrikler yeni yöntemler ve değişik metotlarla Allah yolundan uzaklaştırmaya çalıştılar. Onların bu yöntemlerini açığa çıkaran, hilelerini ve içlerinden geçirdiklerini ortaya döken Furkan suresi indi. Şanı yüce olan Allah şöyle buyurdu: “Bizimle karşılaşmayı ummayanlar keşke bize melekler indirilseydi yahut Rabbimizi görseydik derler. Yemin olsun ki, onlar kendi nefislerinde büyüklendiler ve büyük bir taşkınlıkla haddi aştılar. Melekleri gördükleri gün, o vakit mücrimler için sevinme yoktur ve melekler onlara (sizin için sevinç) yasaktır ve yasaklanmıştır derler.”[1] Zalim kimseler hakkında En’am suresinde ise şöyle buyurdu: “Zalimleri ölüm dalgaları içerisinde bir görsen! Melekler onlara ellerini uzatır ve canlarınızı (ölümden) kurtarın bakalım derler. O gün haksızca Allah hakkında söylediğiniz şeylerden dolayı ve ayetlerine karşı büyüklenmenizden dolayı hor bir azapla karşılık göreceksiniz.”[2]

Müşrikler şu yöntemlere başvurdular: 1) Sövme, hakir görme ve saldırganlık yaparak yakalamaya çalışmak: Allah bu durumu Hac suresinde şöyle anlatır: “Açık açık ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, kâfirlerin yüzündeki hoşnutsuzluğu bilirsin. Neredeyse ayetlerimizi okuyan kimselere saldırmaya çalışırlar.”[3]

2) Sihir ve delilikle itham etme, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in etrafında şüpheler oluşturma ve Kur‘an hakkında evvelkilerin masalları diye itham etme: Müşrikler bu değerli Nebiden insanları uzaklaştırabilmek için yeni bir mücadele ile alaya alıcı yöntemlere başvurdular. Şanı yüce olan Allah onların şöyle söylediklerini anlatır: “Ey kendisine Kur’an’ın indirildiği kimse! Muhakkak ki, sen mecnunsun(delisin) dediler.”[4] Furkan suresi 4. ayette: “ (Bu) başkasına yazdırmış olduğu evvelkilerin masallarıdır ve onlar kendisine sabah ve akşam okunuyor dediler.” Sâd suresi 4. Ayette: “Kendilerine kendilerinde bir uyarıcının gelmesine hayret ettiler. Kâfirler, bu ancak yalancı bir sihirbaz dediler.”

3)Zulüm ve hakların gasp edilmesi: Müşrikler Müslümanların haklarını inkâr etme ve onları küçük düşürme yöntemine başvurdular. Bu zülüm ile değerli Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e tabi olan kimseleri etkileyeceklerini zannettiler. Habab radıyallahu anh şöyle der: “Ben cahiliyede kılıç ustasıydım. El As b. Vail’in bana borcu vardı. Ona gittim ve borcunu öder misin? Dedim. O, Muhammed’i inkâr edinceye kadar sana borcumu vermeyeceğim dedi. Bende, Allah seni öldürüp sonra da sen dirilinceye kadar inkâr etmeyeceğim dedim. Oda, ölüp dirilinceye kadar beni bırak (borcundan vazgeç) bana mal ve evlatlar verilecek ben de sana ödeyeceğim deyince şu ayet indi: “Ayetlerimizi inkâr edeni gördün mü? Bana mal ve evlat verilecek der.”[5]

4)Kargaşa çıkarmak, müminleri çekiştirip alaya almak ve sadakat sahibi sahabilerin kalplerine tesir etmemesi için Kur’an okunurken gürültü çıkarmak: Allah Mutafifin suresinde onların hileleri hakkında bu metottan şöyle bahseder: “ Muhakkak ki, mücrimler iman edenlere (dünyada) gülerlerdi. Onların yanlarına uğradıklarında onlarla kaş ve göz işareti ile alay ederlerdi. Ailelerinin yanına döndüklerinde ise keyifli bir şekilde dönerlerdi. İman edenleri gördükleri zaman bunlar sapıtmış kimseler derlerdi.”[6]

Bu rahatsız edici merhalede yüce vahiy (bakın) nasıl tedavi etmişti: 1. Dua, Allah’tan yardım isteme ve   ümit kemerini bağlanmak. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in kıtlık bedduasında bulunması gibi (Bak: Müslim 2789)

2. Ümidi canlı tutmak, sabır ve güzel ahlaka teşvik etmek. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem müminlere istikbalin selameti ile mutmain olmaları için Kisra ve Kaysere sahip olacaklarını müjdeledi.

3. Hak olan şey ve vahyin beraberinde muamelelerde hikmetle hareket etmekl

 

[1] Furkan Suresi 21, 22

[2] En’am Suresi 93

[3] Hac Suresi 72

[4] Hicir suresi 6

[5] Sahih Hadis: Buhari Tercüme 1933

[6] Mütafifin suresi 29-31

Leave a Reply