44.TAİFE YOLCULUK, İSRA VE MİRAÇ HADİSELERİNDEN ÇIKARILACAK DERSLER

1. Eziyetler arttığında ümmete karşı merhametli ve sabırlı olmak: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i müşrikler ablukaya aldıkları, üzerine her kapıyı kapattıkları, ona tuzaklar kurdukları ve defalarca ona eziyet etmek için saldırdıkları bir vakitte, dağlar meleği geldi ve dedi ki: “Dilersen onların üzerine şu iki sert dağı kapatayım” Rahmet sahibi olan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ise nefsinin acılarına ve imtihanın verdiği sıkıntıya önem vermedi. Geleceğe bakarak şöyle dedi: “Bilakis Allah’ın onların nesillerinden sadece kendisine ibadet eden ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayan kimseleri çıkartmasını umuyorum.”

Abdullah b. Amr radıyallahu anh’dan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Merhamet edin merhamet olunursunuz, bağışlayın bağışlanırsınız. Sözü işitip de idrak etmeyene yazıklar olsun. Bile bile yaptıkları şeyde ısrar edenler kimselere de yazıklar olsun.”[1]

2. İsra hadisesi ve peygamberlerle karşılaşma olayı, peygamberlerin menhecinin bir olduğuna delalet eder:  Allah Azze ve Celle En’am suresinde şöyle buyurdu: “İşte bunlar bizim İbrahim’e kavmi için verdiğimiz delillerimizdir. Dilediğimizi derecelere yükseltiriz. Muhakkak ki, rabbin hikmet sahibidir ve en iyi bilendir.”[2] (Bu ayetten sonra Allah’u Teâlâ peygamberlerin isimlerini zikreder ve şöyle buyurur): “İşte bunlar Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. Onların yoluna uy! Dedi ki: ‘Ben sizden buna karşılık bir ücret istemiyorum. Bu (Kur’an) ancak âlemler için bir öğüttür.”[3] Allah Subhanehu ve Teâlâ bu ayetlerde hak menhecin ve peygamberleri için seçtiği yolun kardeşlerini ayrıca Allah’ın salat ve selamı üzerlerine olsun peygamberlerin yürüdüğü yolun bir olduğunu açıklamıştır.

Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ben dünyada ve ahirette insanların Meryem oğlu İsa’ya en yakın olanıyım. Benim ve onun arasında nebi yoktur. Peygamberler babadan kardeştirler, onların anneleri farklı, dinleri ise birdir.”[4]

3. İsra ve miraç olayları Müslümanların gayba imanını pekiştirir ve onları bu konuda terbiye eder: Abdullah b. Abbas radıyallahu anhuma dedi ki: “Kureyiş müşrikleri Yahudilere: ‘Bize bu adama sorabileceğimiz bir şey verin’ dediler. Yahudiler: ‘Ona ruhtan sorun’ dediler. Müteakiben şu ayet indi: “Sana ruhtan sorarlar. Deki: Ruh rabbimin emrindedir ve size ilimden az bir şey verilmiştir.” Dediler ki: ‘Bize içerisinde Allah’ın hükmü olan Tevrat verildiği halde ilimden az bir şey verilmemiştir. Kime Tevrat verilmişse muhakkak ki ona birçok hayır verilmiştir’ Sonra şu ayet indi: ‘De ki: Denizler rabbimin kelimeleri için mürekkep olsa ve ona bir o kadarını daha ilave getirsek elbette rabbimin kelimeleri tükenmeden önce denizler tükenir.’[5] Allah Azze ve Celle gayba imanın manası, tevazu ve âlemlerin rabbine teslimiyetle çelişen Yahudilerin bu maddeci tartışmalarını ayıplamıştır. Gayba iman, tevazu ve teslimiyet gibi sıfatlar Allah’ın Bakara suresin ilk ayetlerinde övgüyle bahsettiği Müslümanlar layıktır. Şöyle buyurdu: “Onlar gayba iman eder, namazı kılar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak ederler.”[6]

4. İsra gecesi fıtrat pekiştirilmiş ve ilahi emirle tasdiklenmiştir: Cebrail aleyhisselam, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e isra gecesinde birinin içerisinde süt, diğerininkinde de içki bulunan iki kaptan birini seçmesi hususunda tercih hakkı vermiş, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de Allah’ın insanları onun üzerine yaratmış olduğu hak dinin fıtratını seçmiştir. Zikri yüce olan Allah’ın şu buyruğunda olduğu gibi: “Yüzünü, şirkten uzak olarak dine, Allah’ın üzerinde insanları yaratmış olduğu fıtratına çevir. Allah’ın yaratmasında bir değişme yoktur. İşte doğru olan din budur, fakat insanların çoğu bilmez.”[7]

 

 

[1] Sahih Hadis: Ebu Davut 4941, Sahiha 925

[2] En’am suresi 83

[3] En’am suresi 90

[4] Buhari 3443

[5] Sahih Hadis: Tirmizi 3139

[6] Bakara suresi 3

[7] Rum suresi 30

Leave a Reply