1. İsa (a.s.)’ın kıyametten önce inmesi.
  2. Deccal ve Cessase hadisi.
  3. Musa (a.s.)’ın ölüm meleği ile konuşması
  4. Şeytanın İsa ve Meryem (a.s.)’a dokunamaması.
  5. Allah Resulü’nün büyülenmesi ile ilgili hadis.
  6. Hz.Peygamberin göğsünün yarılması ve kalbinin yıkanması ile ilgili hadis.
  7. Hz. Peygamberin Şeytanının Müslüman olması.
  8. Miraç hadisi.
  9. Sineğin kaba düşmesi hadisi.
  10. Kader ile ilgili bir hadis.
  11. Cennet ile cehennem arasında geçen konuşma ile ilgili hadis.
  12. Diğerleri. (Örneğin Mehdi ile ilgili hadisler)

Reddedilen üç tane hadisi konu alarak, muhaliflerin şüphelerine cevap vermek mümkündür. Bunlar: 1. İsa (a.s.)’ın inişi, 2. Musa (a.s.)’ın ölüm meleği ile konuşması, 3. Sinek hadisi.

Bu hadisler hakkında yapılan itirazlar ve cevapları kısaca görelim.

  1. Hadis: Ahir zamanda İsa (a.s.)’ın inişi.

İtirazlar:

  1. Hadis mütevatir derecesinde değildir. Ahad olduğundan itikatta delil sayılmaz.
  2. Hadis tevil edilmelidir. (Muhammed Abduh’un tevili)
  3. Bu Hristiyanların itikadıdır.
  4. Bunu tefsire İsrailiyat olarak sokan Vehb b.Münebbih ile Ka’bu’l-Ahbar’dır.
  5. Buna inanmamak kişinin imanına ve İslam’ına zarar getirmez. Kişiyi de kafir yapmaz.
  6. Bu hadiste izdirap, çelişki ve manada nekaret vardır.
  7. İsa’nın semaya yükseldiği konusunda (ruh ve cesedi ile) açık nas yoktur.

Cevaplar:

  1. İsa (a.s.)’ın semaya yükselişi ile ilgili Kur’an ve sünnetten deliller vardır.
  2. Tefsir alimlerinin bu konudaki görüşleri müspettir.
  3. Ahir zamanda inişine Kur’an’da deliller ve tefsircilerin açıklamaları
  4. İnişine sünnetten deliller ve bu hadislerin mütevatir olduğuna dair alimlerin sözleri vardır.
  5. Bu konuda 23 sahabiden 60 tane hadis gelmiştir.
  6. Bu hadislerin bazıları mücmel, bazıları mufassal, bazılarının da veciz veya mutdarip olması bu hadislerin böyle olduğunu göstermez. Çünkü Kur’an-ı Kerim ayetlerinde de aynı üslup kullanılmıştır. Ayetler bazen mücmel, bazen mufassal ve değişik üsluplarla gelmiştir.
  7. Ümmet bunun kabulünde icma etmiştir.
  8. Sünnetteki bu açık nasların tevili, tahrif ve tebdildir.
  9. Dinen zaruretle sabit olan şeylerin inkarı küfür sayılmıştır. Dolayısıyla inişine itikad etmek vaciptir.
  10. Bu konuda rey ve ictihada yer yoktur.
    2. Hadis: Musa (a.s.)’ın ölüm meleği ile konuşması:

İtirazlar:

  1. Bu hadiste İsrailiyat kokusu vardır.
  2. Hadisin metninde tutarsızlıklar vardır. Örneğin Musa’nın ölümü istememesi.
  3. Hadisin metni illetlidir.
  4. Metin ne akide ve ne de amelle ilgili bir rivayet değildir. Bunu red ve kabul fikri ihtilaflıdır.
  5. Musa’nın meleğin gözünü kör etmesi makul değildir. Çünkü bu beşere gelen arizi bir durumdur. Melekler hakkında mümkün değildir.

Cevaplar:

  1. Bu hadis alimlerin kabul ve teslim oldukları bir hadistir. Çünkü sağlam ve emin raviler tarafından nakledilmiş, sıhhatına inanılarak sahih hadis kitaplarına alınmıştır. Hadisi rivayet edenler Buhari, Müslim, Nesai, İmam Ahmet, İbn Hibban, Abdürrezzak ve İbn Kuteybe’dir.
  2. Hadisin sıhhatinde şüphe vardır veya illetlidir diyenler, hadis metninin neresinde illet olduğunu ve hangi hadis aliminin bunu söylediğini ispat etmelidir.
  3. Bu rivayette geçen kıssa, aynen İbrahim (a.s.)’ın imtihan olunması gibi, Musa (a.s.) hakkında da bir imtihan söz konusudur.
  4. Musa’nın meleğin gözünü kör etmesi onun melek olduğunu bilmediği içindir. Eğer ilk merhalede onun melek olduğunu bilseydi bunu yapmazdı. Kaldı ki bu Musa (a.s.) hakkında garip değildir. Kur’an’da onun bir Kıpti’ye vurmak suretiyle öldürdüğü geçmektedir.
  5. Kişinin, evinde bilmediği bir kimse görünce onu defetmek için eliyle bir gözünü kör etmesi caizdir. Dolayısıyla onun için de bu mubah olmuştur. Binaenaleyh bu kasten olmamış, bir savunma neticesinde meydana gelmiştir. Bizim dinimizde de evin kapı deliğinden evde olanı tecessüs edebilmek için bakan kişinin gözünü oymak dinimizin cevaz verdiği bir şeydir.
  6. Meleğin ikinci gelişinde Musa onun melek olduğunu belli bir alamet ile anlayarak teslim olmuştur.
  7. Hadis İsrailiyattan değildir. Bilakis Peygamber’e kadar ref edilmiştir. Bu hadisi Hemmam b. Münebbih ve başkaları da rivayet etmişlerdir. Şayet İsrailiyattan olsaydı hadis alimleri bunu illa ki beyan ederlerdi.
  8. Hadisin itikad ve amel yönünden bir ilgisi olmadığını söyleyenlere şu cevap verilir:
  9. a) Burada gaybe iman etmek, Cenabı Hakkın istediği kişiyi imtihan etmesi söz konusudur.
  10. b) Peygamber’in verdiği tafsilat çerçevesinde bu gibi İsrailiyatın zikredilmesi, ümmetle önceki nesiller arasında bir bağ kurmak ve ibret aldırmak maksadıyladır.
  11. c) Musa (a.s.)’ın bile, insan tabiatının icabı olarak keşfedilmesi istenmiştir. Çünkü Peygamber olması onu beşeriyetinden çıkarmaz.
  12. d) Bu hadisten mukaddes topraklarda ölmenin fazileti çıkmaktadır. Çünkü hadiste Musa (a.s.), mukaddes toprağa yaklaştırılmasını istemiştir.
  13. e) Hadisten ölüm meleğinin bir insan suretinde temessül edebileceği çıkmaktadır.
  14. f) Sonra Musa (a.s.)’ın o an ölümü istememesi fıtri bir durumdur. Her insanda bu his vardır.
    3. Hadis: Sinek Hadisi

İtirazlar:

  1. ‘Zararı kesin olan haramdır ve zararı muhtemel olan da mekruhtur’ kaidesine göre bu hadis kaideye zıttır.
  2. İnsanın sineğin hangi kanadında zehir ve hangisinde de panzehir olduğunu ayırması mümkün değildir.
  3. Hadisin ravilerinden Ubeyd b. Huneyn bu rivayette teferrüt etmiştir. Ebu Hatim onun hakkında “salihu’l-hadis” demiştir. Başkaları da “la ba’se bihi” demektedir. Dolayısı ile bu hadisi kabul etmemek kişinin dinine bir zarar getirmez.
  4. Metnin konusunun İslam akidesi ile ilgisi yoktur. Ne ibadet ve ne de şeriatla ilgisi vardır. Bununla amel etmek de gerekmez.
  5. Bu rivayeti kabul etmek dine şüphe getirmektir ve İslam düşmanlarına fırsat vermektedir.
  6. Bu hadis haberi ahaddan olup zan ifade eder. Dolayısıyla kabulü gerekmez.
  7. Hadisin senedinin sahih olması metninin de sahih olmasını gerektirmez.
  8. Dünyevi konuya ait bir şeydir. Peygamber ise dini konularda örnektir.
  9. Hadisin Ebu Hureyre’den gelmesi hadise şüphe getirmektedir. Çünkü onun birçok hadisi reddedilmiştir.
  10. Modern ilim bunun aksini iddia ediyor.
  11. Hadis uydurmadır.

Cevaplar:

  1. Ümmetin alimleri bu hadisin içeriğini kabul etmiştir.
  2. Peygamber’in verdiği bu haber, mucizelerinden bir haberdir.
  3. Gelen haberlerin bir kısmını tekzip, tamamını tekzip anlamındadır.
  4. “Sineğin hangi kanadında zehir ve hangisinde panzehir olduğunu sinek nereden bilecek ki o yönü üzerine yemeğe düşsün, sineğin iradesi mi vardır”? sorusuna İmam Tahavi, Nahl Suresinin 68 ile 69. ayetiyle arıdan örnek getirerek cevap vermektedir. Dolayısı ile arıya ilham edilen şey sineğe de ilham edilmiştir.
  5. Buhari, Ebu Hureyre’den rivayetle teferrüt etmiş değildir. Aynı şekilde Ubeyd b. Hüseyin de rivayette yalnız değildir. Hadisi Nesai, İbn Mace, Beyhaki, Ahmet, İbn Hibban, Begavi, Ebu Said El Hudri’den, Bezzar ve Taberani de Enes b. Malik ve Tabiinden bir grup da hadisi Ebu Hureyre’den nakletmişlerdir.
  6. Ubeyd b.Hüneyn sağlam bir ravidir. İbn Hacer Buhari şerhinin mukaddimesinde bunu tenkit edilen raviler arasında saymamıştır.
  7. Hadisi reddetmek için ahad diye bahane etmek kolay bir kaçamaktır.
  8. Tıbbi yönünden bunun faydalı olduğuna dair alimlerin sözleri mevcuttur.
  9. Nebevi tıbtan bir şey kabul etmeme ölçüsünü, yeni tıbbın buluşlarının doğrulaması ölçüsüne bağlamak Peygamber’in doğruluğuna ve vahyine imanla bağdaşmaz. Şayet sünnet müstakil bir delil ise, dış desteğe ne ihtiyacı vardır?
  10. Bazı tabiplerin bunu kabul ettikleri sabittir.
  11. Hadisin uydurma olduğunu söylemek delilsiz bir iddiadır. Eğer uydurma olsaydı sahabiler bunu uygulamazlardı. Kaldı ki Enes b. Malik ve Ebu Seleme bunu uygulamıştır.
  12. Hadisin dünya işlerinden olduğu iddiası doğru değildir. Çünkü dünya işlerinden olan amellerin ve işlerin bir kısmı ya vacip, ya müstehap, bir kısmı da nehy hükmüne girer.
  13. Sinek hadisinin hurmaları aşılama hadisi ile kıyası doğru değildir. Çünkü hurma aşılama hadisi bir tavsiye ve görüş niteliğindedir. Lakin sinek hadisinde önemli bir haber vardır. O da sineğin bir kanadında zehir, diğer kanadında ise panzehir olmasıdır. Peygamber bunu o dönemde ancak vahiy yolu ile bilebilirdi. Ondan sonra diğer bir kanadının batırılmasını emrediyor.
  14. ‘Hadis kabul edilmiş olunursa, İslam düşmanlarına fırsat vermiş oluruz’ sözü de yanlıştır. İslam düşmanları İslam hakkında ne zaman konuşmaktan durdu ve vazgeçti de sıra bu sinek hadisine geldi. Kaldı ki onlar kat’i ve mütevatir olan Kur’an’a dil uzatıyor. Allah’ın Kitabı düşmanların kötülemesinden ne zaman salim oldu?
  15. Daha önce bu hadisi inkar eden Reşit Rıza ve Ebu Reyye modern tıp bunu destekleyince ne diyeceklerdir? Yine inkarları modern tıbbı itham etmek değil midir?

 

Leave a Reply