CEHENNEM
(1) AYETLERLE CEHENNEM NEDİR VE NASIL BİR YERDİR?
(1) O, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateştir. (Bakara 24, Tahrîm 66)
(2) Orası ne kötü bir döşektir. (Âli İmrân 12)
(3) Küfre karşılık olarak azabedilen yerdir. (Âli İmrân 106)
(4) Kâfirlerin derilerinin pişirildiği yerdir. (Nisâ 56)
(5) Azabı çetin ve sürekli olan yerdir. (Tâ-Hâ 127)
(6) Çok kötü konaktır. (Ra’d 18)
(7) Katmerli azaptır o ateş. (A’râf 38)
(8) Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanların azap yeridir. (Tevbe 34-35)
(9) İrinli su içirilen fakat yutulamayan yerdir. (İbrâhim 16-17)
(10) Her taraftan ölüm geldiği halde ölünemeyen yerdir. (İbrâhim 17,Fâtır 36)
(11) Yedi kapısı olan ve her kapıdan bir grubun gireceği yerdir. (Hicr 44)
(12) İnim inim inlenen ve bir şey işitilmeyen yerdir. (Enbiya 100)
(13) Ateşten elbiselerin olduğu yerdir. (Hac 19)
(14) (Kaynar su ile) karınların ve derilerin eritildiği yerdir. (Hac 20)
(15) Demir kamçıları(topuzları) olan yerdir. (Hac 22)
(16) Uğultusu ve kaynaması uzaktan duyulan yerdir. (Furkân 12)
(17) Ehlinin yok olmayı istedikleri halde yok olamadıkları yerdir. (Furkân 14)
(18) Ehlinin oradan çıkmak istedikleri halde çıkamadıkları ve geri çevrildikleri yerdir. (Secde 20)
(19) Azabı ve cezası azaltılmayan yerdir. (Fâtır 36)
(20) İnsanların dünyaya tekrar geri dönmek için yalvaracakları ve tüm yalvarmanın boşuna olduğu yerdir. (Fâtır 37, Mü’min 50)
(21) Orada döşekler de, üstlerdeki örtüler de ateştendir. (A’râf 41)
(22) Hiçbir velinin(dost ve yardımcının) olmadığı yerdir. (Şûrâ 44)
(23) Zalimler için bir fitne olan zakkum ağacının yetiştiği yerdir. (Sâffât 62-64)
(24) Tomurcukları (meyveleri) şeytanların başları gibi olan ve karınların onunla doldurulacağı zakkum ağacının yendiği yerdir. (Sâffât 65-66, Duhân 43-46, Vâkıa 52-53)
(25) Sonra zakkumun üzerine, susamış develerin suya saldırışı gibi kaynar suların içildiği yerdir. (Sâffât 67, Vâkıa 54-55)
(26) Orada içecek olarak kaynar su ile beraber irin de tattırılacaktır. (Sâd 57, Nebe’ 25)
(27) Rahat yüzü görülmeyen yerdir. (Sâd 59)
(28) Ehlinin üstlerinde de altlarında da ateşten tabakaların olduğu yerdir. (Zümer 16)
(29) Ehlinin boyunlarındaki halkalar ve zincirler ile sürüklenecekleri yerdir. (Mü’min 71)
(30) Ehlinin gömlekleri katrandan olan ve yüzlerini de ateşin bürüdüğü yerdir. (İbrâhim 50)
(31) Azap olarak ehlinin başlarına kaynar su dökülecek olan yerdir. (Duhân 48)
(32) Dolmayan, çok geniş bir yerdir. (Kâf 30)
(33) Bekçileri iri gövdeli, sert tabiatlı ve Allah’ın emrettiğini yapıp baş kaldırmayan meleklerdir. (Tahrîm 6)
(34) Bekçileri yalnız melekler olup adetleri ondokuzdur. (Müddessir 30-31)
(35) Öfkesinden çatlayacak gibi olan yerdir. (Mülk 8)
(36) O, insanlık için büyük uyarıcı musibetlerden biridir .(Müddessir 35-36)
(37) Serinlik ve içilecek bir şeyin tadılamayacağı yerdir. (Nebe’ 24)
(38) Ne semirten ne de açlığı gideren kuru bir dikenden başka bir yiyeceğin olmadığı yerdir. (Ğâşiye 6-7)
(39) Kıyamet günü (ortaya) getirilecek olandır. (Fecr 23)
(40) Hutame, Allah’ın tutuşturulmuş, tırmanıp kalplerin üstüne çıkan ateşidir. (Hümeze 7)
(41) Ehli, uzatılmış sütunlara bağlanmış vaziyette üzerlerine ateşinin kapatıldığı yerdir. (Hümeze 8-9)
(2) AYETLERLE CEHENNEMDEN MANZARALAR
1)“…Elleri boyunlarına bağlı olarak onun(cehennemin) dar bir yerine atıldıkları vakit…” (Furkân 13)
2) Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün ‘ Eyvah bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, Rasûle itaat etseydik.’ derler. (Ahzâb 66)
3) İnkar edenler için ateşten bir elbise biçilmiştir…. (Hac 19, Mü’min 72, Duhân 48)
4) Bağırsakları parça parça eden kaynar su ve irin içecekler… (Muhammed 15, İbrâhim 16-17, Sâd 57, Vâkıa 54-55-93, Nebe’ 25, Ğâşiye 5)
5) Hiç şüphesiz nezdimizde (onlar için hazırlanmış) boyunduruklar, yakıcı bir ateş, boğazdan geçmez bir yiyecek ve elem verici bir azap vardır. (Müzzemmil 12-13)
6) Orada bir serinlik ya da bir içecek tatmazlar. ( Nebe’ 24)
7) Onların üstlerinde ve altlarında ateşten tabakalar vardır… ( Zümer 16)
8) Şüphesiz zakkum ağacı günahkarların yemeğidir. O, karınlarında maden eriyiği gibi suyun kaynaması gibi kaynar. ( Duhân 43-46, Vâkıa 52-56)
9) Karınlarının içindekiler ve derileri eritilir. ( Hac 20)
10) Bir de onlar için demir kamçılar vardır. ( Hac 21)
11) Oradan her çıkmak istediklerinde oraya geri çevrilirler… (Hac 22)
12) Kuru dikenden başka yiyecekleri yoktur. ( Ğâşiye 6)
13) Ateş yüzlerini yakar; orada suratları çirkin ve gülünç bir halde bulunurlar. (Mü’minûn 104)
14) (Elleri boyunlarına) bağlı olarak onun dar bir yerine atıldıkları zaman oracıkta yokoluvermeyi isterler. (Furkân 13)
15) Orada yaşamak ve ölmek yoktur… (Tâ-Hâ 74, İbrâhim 17, Furkân 13-14, Fâtır 36, A’lâ 13)
16) Onlar orada işitmezler. (Enbiya 100)
17) O gün cehenneme ‘Doldun mu?’deriz. O da’ Daha var mı?’der. (Kâf 30)
(3) AYETLERLE CEHENNEM KİM İÇİN HAZIRLANMIŞTIR?
1) Allah’a ortak koşanlar. (Gâfir 73-76)
2) Allah’a ve Rasûlüne asi olanlar. (Nisâ 14)
3) Ahireti inkar edenler. (A’râf 44-45)
4) Ayetleri yalanlayan ve büyüklenerek onlardan yüz çevirenler. (A’râf 36)
5) Allah’a ibadetten yüz çevirenler. (Gâfir 60)
6) Kitabı ve Rasullere gönderileni yalanlayanlar. (Gâfir 70)
7) Allah yolundan alıkoyanlar. (A’râf 45)
8) Kafirler. (Âli İmrân 12)
9) Kıyameti inkar edenler. (Furkân 11)
10) Cehennemi yalanlayan fasıklar. (Secde 20)
11) Din (hesap) gününü inkar edenler. (Müddessir 46)
12) Büyüklük taslayanlar. (Zümer 60)
13) Müsrifler (ölçüyü taşıranlar). (Gâfir 43)
14) Büyük günah işlemekte direnenler. (Vâkıa 46)
15) Mal toplayıp sayan ve malının kendini ebedi kılacağını sananlar. (Hümeze 2-3)
16) Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanlar.(Tevbe 34)
17) Yeryüzünde haksız yere şımaranlar ve böbürlenenler. (Gâfir 75)
18) Allah yolunu eğip bükmek isteyenler. (A’râf 45)
19) Zalimler. (A’râf 41)
20) Azgınlar. (Sâd 55)
21) Dalalet üzere olan atalarını takip edenler. (Sâffât 69-70)
22) Arkadan çekiştirip yüze karşı eğlenenler. (Hümeze 1)
23) Yoksulu doyurmayanlar. (Müddessir 44)
24) Bâtıl ve boş işlerle uğraşanlar. (Müddessir 45)
25) Namaz kılmayanlar. (Müddessir 43)
(4) HADİSLERLE CEHENNEMİN ÖZELLİKLERİ VE ONDAN MANZARALAR
(1) Abdullah bin Mes’ûd (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“O gün cehennem getirilecek, onun yetmiş bin bağı olacak ve her bağ ile beraber cehennemi çeken yetmiş bin melek bulunacaktır.”
(Müslim 2842/29, Tirmîzî 2698)
(2) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“…Allah ateşi yarattığı vakit Cebrail’e: « Ey Cibril! Git, cehenneme bak,» buyurdu. Cebrail gitti, cehenneme baktı. Sonra geldi ve: « Ey Rabbım! İzzetine yemin ederim ki, cehennemi kim işitirse ona (asla) girmez,» dedi. Allah, cehennemi şehvet çekici şeylerle donattı. Sonra:« Ey Cibril! Git, ona bak,» buyurdu. Cibril gitti, cehenneme baktı. Sonra geldi: « Ey Rabbım! İzzetine yemin ederim ki, hiçbir kimse dışarıda kalmadan (hepsi) cehenneme girer diye korktum.» dedi.”
( Ebû Dâvud 4744, Tirmîzî 2685 )
(3) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“…Cehennem de nefsin arzularıyla kuşatılmıştır.”
( Buhârî 6412, Müslim 2822/1, Tirmîzî 2684 )
(4) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“«Siz Ademoğullarının yakmakta olduğunuz şu (dünya) ateşiniz cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir parça-dır. » Sahabiler: «Ya Rasûlellah! Vallahi dünya ateşi muhakkak kâfi gelir, » dediler. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : « Cehennem ateşi dünya ateşleri üzerine altmış dokuz derece daha fazla kılındı. Bunların her birinin ha-rareti bütün dünya ateşinin harareti gibidir,» buyurdu.”
( Müslim 2843/30 , Buhârî 3064 , Tirmîzî 2715 )
(5) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“(Cehennem ) ateşi Rabb’ine şikayet arzetti: «Ya Rabbi! Bir kısmım bir kısmımı yiyor (ben kendi kendimi yiyorum, izin ver) » dedi. Allah da ona iki (defa) nefes (vermesi) için izin verdi. Bir nefes kışın, bir nefes yazın. Buldu-ğunuz en şiddetli sıcak onun hararetinden, en şiddetli soğuk da zemheririndendir.”
( Buhârî 3062, Tirmîzî 2719, İbn Mâce 4319 )
(6) Ebû Zerr (radiyallahu anh) den; “Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) bir seferde idi.(Bilal’e öğle ezanını):
« Serinlik vakte bırak!» buyurdu. Bir müddet sonra yine: «Serinliği bekle, ta tepelerin gölgeleri arkalarına dönünceye kadar,»buyurdu. Sonra: « Namazı serinliğe bırakınız. Şüphesiz sıcağın şiddeti cehennemin kaynamasındandır,» buyurdu.”
( Buhârî 3062 )
(7) Utbe bin Gazvan (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Kocaman bir kaya cehennemin kenarından aşağı bırakılır, cehennem çukuruna yetmiş sene iniş yapar ve yine dibine varamaz.» Utbe bin Gazvan şöyle devam etti; Ömer (radiyallahu anh) şöyle derdi: «Cehennem ateşini sık sık hatırlayın. Onun sıcak-lığı şiddetli, dibi derin ve kamçıları demirdendir.»”
( Tirmîzî 2701 )
(8) Ebû Hureyre (radiyallahu anh)den;
“Bir gün Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ın beraberinde idik. Ansızın bir düşme sesi işittik. Bunun üzerine Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) : « Bu nedir, bilir misiniz?» diye sordu. Biz:
«Allah ve Rasûlü en iyi bilendir,» dedik. « Bu, cehennemin içine atılmış bir taştır ki, yetmiş sonbahardan beri yol almaktadır. Şimdi o cehennemin içine uzandı ve nihayet dibine varıp dayandı,» buyurdu.”
( Müslim 2844/31 )
(9) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Cehennem ve cennet münakaşa ettiler. Cehennem: « Ben mütekebbirlere (büyüklenenlere) ve mütecebbirlere (zor-balara) tercih olundum,» dedi. Cennet de: « Niye bana insanların ancak zayıfları, hakir görülenleri ve acizleri giriyor?» dedi. Allah cennete: « Sen benim rahmetimsin, ben seninle kullarımdan dilediğime rahmet ederim. » buyurdu. Cehenneme de: « Sen benim azabımsın, ben seninle kullarımdan dilediğime azabederim. Her birinize de dolusu vardır. » buyurdu. Fakat cehenneme gelince dolmak bilmez. Nihayet Allah ayağını onun üzerine koyar, o da: «Yetişir! Yetişir! » der. İşte o zaman cehennem dolar ve bazısı bazısına büzülür.”
( Müslim 2846/35)
(10) Harise bin Vehb el-Huzai (radiyallahu anh) den; Ben Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) den işittim, şöyle buyuruyordu:
“…Dikkat edin! Size ateş ehlini de haber veriyorum: Onlar da her katı yürekli, kibirli ve büyüklük taslayan kimselerdir.”
( Buhârî 4902, Müslim 2853/46, Tirmîzî 2732, İbni Mâce 4116 )
(11) Ebû Hureyre (radiyallahu anh)den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Kıyamet günü cehennemden bir boyun çıkacaktır ki, onun gören iki gözü, işiten iki kulağı ve konuşan bir dili olacaktır. Diyecektir ki: « Ben üç kişiye tayin edildim: Her inatçı zorbaya, Allah ile beraber başka bir ilaha ibadet eden her insana ve musavvirlere (canlı resmi ve heykeli yapanlara).»
( Tirmîzî 2700 )
(12) Usame (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“…Lakin ateş ehli ateşe girmeye emrolunmuşlardı. Ben cehennemin kapısı önünde de durdum. Oraya girenlerin çoğunun kadınlar olduğunu gördüm!”
( Buhârî 6456 , Tirmîzî 2729 )
(13) Ebû Said (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Allah-u Teala :« Ey Adem! » buyurur. Adem hemen cevap olarak: « (Ya Rab!) mükerreren icabet ederim ve her emrini yerine getirmeye daima hazır olurum. Ve her hayır iki elindedir » der. Allah-u Teala : «Ateşe girecekleri (halk arasından) çıkarıp gönder! » der. Adem : « Ya Rab! Ateşe gireceklerin miktarı ne kadardır? » diye sorar. Allah-u Teala: « Her bin kişiden dokuz yüz doksan dokuzu (999/1000)! » diye cevap verir….”
( Buhârî 6443 )
(14) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den;“ Bir adam:
«Ya Nebiyyallah! Kâfir kıyamet günü yüzü üzerinde nasıl haşrolunur?» diye sordu. Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle cevap verdi:
« Dünyada onu iki ayağı üzerinde yürüten Allah kıyamet gününde yüzü üzerinde yürütmeye kudretli değil midir?”»
( Buhârî 6438 , Müslim 2806/54 )
(15 İbni Ömer (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Cennet ahalisi cennete vardığı, cehennem ahalisi de cehenneme vardığında ölüm (alaca bir koç suretinde vücut ve-rilerek) getirilir. Ta cennet ile cehennem arasında yatırılır. Sonra kesilir. Sonra bir münadi : « Ey cennet ahalisi! Artık ölüm yoktur. Ey cehennem ahalisi! Artık ölüm yoktur,» diye nida eder. Bu hadise sebebiyle cennet ehlinin ferahı bir kat daha ziyade olur, cehennem ehlinin hüzün ve kederi ise bir kat daha artar.”
( Müslim 2850/43 , Buhârî 6457 , İbni Mâce 4327 , Tirmîzî 2682 )
(16) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Cehennemliklerden dünya ahalisinin en nimetli ve en refahlısı olan kimse kıyamet gününde getirilir ve ateşe bir daldırılışla daldırılır. Sonra: « Ey Ademoğlu! Sen hiçbir hayır gördün mü? Sana herhangi bir hayır uğradı mı? » Diye sorulur. O kul: « Hayır vallahi ya Rab! » der.”
( Müslim 2807/55 , İbni Mâce 4321 )
(17) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
« Allah Tebarake ve Teala cehennemliklerin en hafif azaplısına: « Dünya ve dünyadaki her şey senin olsa şu azaptan kurtulmak için onu fidye olarak verir miydin?» buyurur. O kul:
«Evet, fidye olarak verirdim,» der. Bunun üzerine Allah: «Sen Adem’in sulbündeyken ben senden (şimdi göze aldığın) bu fedakarlıktan daha kolay bir şey istemiştim: Bana hiçbir şeyi ortak kılmaman (Zannediyorum ki şu-nuda söyledi) ben de seni ateşe girdirmezdim. Fakat (sen bana ortak kılmaya) devam edip durdun! » buyurur.”
( Müslim 2805/51, Buhârî 6460 )
(18) Numan bin Beşir (radiyallahu anh) den; Ben Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) dan işittim, şöyle buyuruyordu:
“Şüphesiz kıyamet gününde ateş ehlinin en hafif azaplısı şöyle bir adamdır ki, onun iki ayağı altının çukurlarında iki ateş parçası vardır da, bunların sıcaklığından onun beyni bakır tencere ve kumkuma adındaki madeni kabın kaynaması gibi kaynayacaktır.”
( Buhârî 6463, Tirmîzî 2731 )
(19) Semuretu’bnu Cundeb (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Onlardan kimi vardır ki, ateş onu iki topuğuna kadar yakalar. Kimi vardır ki, onu dizlerine kadar yakalar. Kimi vardır ki, ateş onu beline kadar yakalar. Kimi de vardır ki, ateş onu boynuna kadar yakalayıp yakar.”
( Müslim 2845/33 )
(20) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Cehennem ateşi Ademoğlunun secde yeri dışında kalan bedenini yer. Allah, cehennem ateşine secde eserini yemeyi yasakladı.”
( İbni Mâce 4326 )
(21) Usame bin Zeyd (radiyallahu anh) den; Ben Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’dan şöyle buyururken işittim:
“Kıyamet gününde bir kişi getirilir ve cehennemin içine atılır da orada onun barsakları derhal karnından dışarı çıkar. Sonra o kişi (barsakları etrafında) değirmen eşeğinin dönüşü gibi döner. Bunun üzerine cehennem ahalisi o kişinin başına toplanırlar da:« Ey fulan! Senin bu halin nedir? Sen bize (dünyada) iyiliği emreder ve bizleri kötülükten nehyeder değil miydin?» derler. O da: « (Evet) ben size iyiliği emrederdim, fakat onu kendim yapmazdım. Yine ben sizleri kötülükten nehyederdim de onu kendim işlerdim,» diye cevap verir.”
( Buhârî 3065 )
(22) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Cehennemde kâfirin iki omuzu arası, sür’atli bir süvari yürüyüşü ile üç günlük mesafedir.”
( Müslim 2852/45, Buhârî 6459 )
(23) Ebû Hureyre (radiyallahu anh)den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Kâfirin dişi _yahut köpek dişi_ Uhud (dağı) gibidir. Derisinin kalınlığı da üç günlük mesafedir.”
( Müslim 2851/44 , Tirmîzî 2703 , İbni Mâce 4322 )
(24) Enes bin Malik (radiyallahu anh)den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
“Bir kavim, kendilerine cehennem ateşi dokunduktan sonra simaları kırmızımsı siyah bir renkte olarak cehennemden çıkacak ve cennete girecekler de cennet ehli bunlara “Cehennemlikler” diye isim vereceklerdir.”
( Buhârî 6462 )