بسم الله و الحمد لله و الصلاة والسلام على رسول الله

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam, Nebi ve Rasullerin en şereflisi Nebimiz Muhammed’e, ailesine ve ashabının tamamının üzerine olsun.

Kadınların cennetteki halleri ile ilgili ve onları orada neyin beklediğine dair çokça sorulara şahit oldum. Sahih delillere ve alimlerin sözlerine dayanarak, bu konuyu kadınlara açıklayacak faydalı şeyleri toplamak istedim. Allah’tan yardım isteyerek diyorum ki:

BİRİNCİ FAYDA: Kadınların, cennette, mükâfattan ve çeşitli nimetlerden kendileri için hasıl olacak şeyleri sormaları tenkit edilemez. Çünkü beşeri nefis, varacağı yeri ve gelecekte kalacağı yerini tefekkür etmeye meyillidir. Rasulullah(s.a.v.) sahabi kadınların cennet ve içersindekilerle ilgili bu tip sorularını yadırgamamıştır. Bu sebeple cennetin binasının ne ile olduğunu sorduklarında, Rasulullah(s.a.v.): “Altından tuğlalar ve gümüşten tuğlalar iledir…”[1] buyurdu. Bir keresinde sahabiler: Ey Allah’ın Rasulü! Cennette kadınlarımızla beraber olacak mıyız? diye sordular.Rasulullah (s.a.v.) onlara kadınları ile beraber olabileceklerini haber verdi.[2]

İKİNCİ FAYDA: Beşeri nefis, ister erkek ister kadın olsun cennet ve içersindeki envai çeşit lezzetten bahsedildiğinde özlem duyar ve coşar. Nefsin bu hali, boş kuruntulardan ibaret olmaması ve bu isteğin peşinden de salih amel işlemesi şartı ile güzel bir şeydir. Çünkü Allah’u Teâla şöyle buyurur: “İşte yapmış olduğunuz şeyler sebebiyle mirasçısı olduğunuz cennet.”[3] Nefsi cennet haberleri ile şevklendirin ve amel ederek de bunu ısbat edin.

ÜÇÜNCÜ FAYDA: Cennet ve nimetleri kadınlar olmaksızın sadece erkeklere mahsus değildir. Cennet ancak: “Muttakiler için hazırlanmıştır.”[4] Dediğimiz gibi cennet her iki cinse de şamildir. Allah’u Teâla şöyle buyurur: “Erkek ve kadından her kim iman eder ve salih amel işlerse, işte o kimseler cennete gireceklerdir.”[5]

DÖRDÜNCÜ FAYDA: Kadın, durumu hakkında ve cennete girdiğinde kendisine “Nasıl muamele edilecek?” “Nereye gidecek?” gibi birtakım sorularla, helak edici çöle gider gibi ayrıntı olan şeylerle meşgul olmamalıdır. Başına gelen her türlü sefalet ve sıkıntının son bulduğu yer olan cennete girebileceğini bilmesi yeterlidir. Bu hal, daimi saadete ve ebedi hayata yöneltir. Allah’u Teâla’nın cennet hakkındaki şu sözü ona yeterlidir: “Orada onlara ne bir yorgunluk dokunur ne de oradan çıkarılırlar.”[6] “Orada canlarının çektiği ve gözlerinin lezzet bulduğu şeyler vardır.[7] Bunların hepsinden önce kadına, Allah’u Teâla’nın şu sözü kifayet eder: “Allah onlardan razı olmuştur, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır.”[8]

BEŞİNCİ FAYDA: Allah’ın cennetteki, yiyecek çeşitlerini, güzel manzaraları, konakları ve elbiseleri zikredip teşvik etmesi erkek ve kadın cinsinin her ikisine de şamildir. Her iki cins de, bahsi geçen şeylerden faydalanacaktır.

Geriye Allah’ın cennetteki, iri gözlü hurilerden ve güzel kadınlardan bahsederek erkekleri teşvik ve gayrete getirmesi kalıyor. Bu gibi şeyler kadınlar için söz konusu olmadığı için, kadınlar da bunun sebebini sorarlar. Cevap olarak:

  1. “Allah yaptığından sorulmaz, onlar ise sorulurlar.”[9] Lakin şer’i naslar ve İslami usuller çerçevesinde Allah’ın bu yaptığı şeyin hikmetini öğrenmek istememizde bir sıkıntı yoktur. Diyorum ki:
  2. Bilindiği gibi kadının tabiatında utanma duygusu vardır. Bundan dolayı da Allah Azze ve Celle kadınları cennette utanacakları şeye teşvik etmez.
  3. Malum olduğu üzere, kadınların erkeklere olan isteği, erkeklerin kadınlara olan isteği gibi değildir. Bu sebeple Allah erkeklere cennetteki kadınlardan bahsederek teşvik etmiştir. Bunu Rasulullah(s.a.v.)’ın şu sözü teyit eder: “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne bırakmadım.”[10] Kadının, giysilerle ve takılarla süslenmeye olan düşkünlüğü erkeklere olan düşkünlüğünün üzerindedir. Çünkü Allah’u Teâla’nın buyurduğu gibi bu fıtrat üzere yaratılmıştır. “Süs içerisinde yetiştirilen kimse mi?…”[11] (Yani, kadın)
  4. Şeyh İbni Useymin şöyle der: Allah Azze ve Celle (cennetteki) eşleri erkekler için zikretti. Çünkü erkek talip olan ve kadına rağbet edendir. Bu sebeple cennetteki eşler erkekler için zikredildi. Kadınlar için eşler hakkında sukut edildi. Fakat bu onların eşlerinin olmadığı anlamına gelmez. Bilakis onların Adem oğullarından eşleri vardır.

ALTINCI FAYDA: Kadın dünyada şu hallerin dışında değildir:

  1. Evlenmeden önce vefat etmiştir.
  2. Başka bir kimse ile evlenmeksizin kocasından boşandıktan sonra vefat etmiştir.
  3. Evli olarak vefat etmiştir. Fakat (Allah korusun) kocası kendisi ile birlikte cennete girememiştir.
  4. Evlendikten sonra vefat etmiştir.
  5. Kocası vefat eder, kendisi de ölünceye kadar kocası olmadan kalır.
  6. Kocası vefat eder, kendisi de kocasından sonra başka biri ile evlenir.

İşte bunlar kadınların dünyadaki durumudur. Buna mukabil cennetteki durumları:

  1. Evlenmeden önce vefat edeni Allahu Teâla dünya ehlinden bir erkekle evlendirecektir. Nebi (s.a.v.)’in şu sözüne binaen: “Cennette bekar yoktur.”[12] Şeyh Useymin dedi ki: Kadın dünyada evlenemediği zaman Allahu Teâla onu cennette gözaydınlığı olacak kimseyle evlendirir. Cennetteki nimetler erkeklere mahsus değildir. Erkeğe de kadına da şamildir, evlilik de cennet nimetlerindendir.[13]
  2. Boşanmış olarak vefat eden kadının durumu da aynıdır.
  3. Kocası cennete giremeyen kadın da böyledir.

Şeyh Useymin dedi ki: Evlenmemiş kadın veya kocası cennet ehlinden olmayan kadın, cennete girdiğinde, orada erkeklerden evlenmemiş cennet ehli olan kimseler de vardır.[14] Yani, Allah o kadını o erkeklerden biri ile evlendirir.

  1. Evlendikten sonra vefat eden kadın, cennette kendisinden önce vefat ettiği kocasına aittir.
  2. Kocası kendisinden önce vefat eden ve ölünceye kadar evlenmeden duran kadın, cennette aynı kocasının eşidir.
  3. Kocası kendisinden önce vefat eden ve ondan sonra da evlenen kadın, evliliği ne kadar çok olsa da cennette en son kocasının eşidir. Nebi (s.a.v.)’in şu sözü: “Kadın kocalarından sonuncusuna aittir.”[15] Ve Huzeyfe (r.a.)’ın eşine olan şu sözü sebebiyledir: “Eğer cennette benim eşim olmak istiyorsan benden sonra evlenme. Çünkü kadın cennette dünyadaki eşlerinin sonuncusuna aittir.”[16] Bundan dolayı da Allah Nebi’nin eşlerinin kendisinden sonra evlenmelerini haram kılmıştır. Onlar Nebi(s.a.v.)’in cennette eşidirler.

SORU: Bir kimse cenaze namazında  “Ona eşinden daha hayırlı bir eş ver.” [17] diye dua ediyor. Ölen evli bir kadın ise, kadının dünyadaki eşinin cennette de eşi olduğunu bildiğimiz halde biz bu duayı nasıl söyleyebiliriz? Eğer kadın evli değilse (duada söylenen: Eşinden daha hayırlı bir eş ver) deki eşi kimdir?

CEVAP: Şeyh İbni Useymin’in dediği gibi: “Eğer kadın evli değilse kocasından daha hayırlı birisi ile kastedilen, yaşamış olsaydı kendisi için takdir edilen eştir. Kadın evli iken öldüğünde kocasından daha hayırlı birisi ile kastedilen, dünyadaki eşinin sıfatlarının daha iyisi ile değiştirilmesidir. Çünkü tebdil (değiştirme) koyun satıp deve satın alarak bizzat aynısı ile olduğu gibi, Allah’ın bir şahsın küfrünü imana tebdil etmesi gibi o şahsın sıfatı ile de olur. Allah’u Teâla bu hususta şöyle buyurur: “O gün yer başka bir yerle, gökler de bir başkası ile değiştirildiğinde…[18] Ayetteki değiştirilen yer aynı yeryüzü fakat düzlenmiş, gökler de aynı gökyüzü fakat yarılmıştır.”[19]

YEDİNCİ FAYDA: Sahih bir hadiste kadınlar hakkında Rasulullah(s.a.v.)’in şu sözü rivayet edilir: “Muhakkak ki, siz kadınları ateş ehlinin çoğunluğunu olarak gördüm…”[20] Başka bir hadiste de Nebi (s.a.v.): “Muhakkak ki, cennet ehlinin en azı kadınlardır.”[21] Yine başka sahih bir hadiste: “Her bir erkek için dünya ehlinden iki eş vardır.”[22]

Bu sebeple alimler; kadınlar cennette mi yoksa cehennemde mi daha çoklar? Manalarında ki hadislerin arasını birleştirmede ihtilaf ettiler. Bazıları şöyle dedi: Cennet ehlinin de cehennem ehlinin de çoğunluğunun kadınlar olması kadınların fazla olmaları sebebiyledir. Kadı Iyaz şöyle dedi: “Kadınlar, Âdem’in çocuklarının ekserisidir.”[23]

Bazı alimler de şöyle dediler: Kadınlar, yukarıda geçen hadislerden dolayı cehennem ehlinin çoğunluğudurlar. Aynı şekilde hurilerle birleştirildiklerinde de cennet ehlinin çoğunluğu olurlar. Bu durumda kadınlar, cennette erkeklerden daha fazla olurlar.[24]

Diğer bazıları da şöyle dediler: Bilakis başlangıçta kadınlar, cehennem ehlinin çoğunluğudurlar. Daha sonra Müslüman kadınların ateşten çıkmaları ile cennet ehlinin çoğunluğu olurlar.

Kurtubi: “Rasulullah (s.a.v.)’in: “Muhakkak ki, siz kadınları ateş ehlinin çoğunluğu olarak gördüm…” sözü ile ilgili şöyle dedi: Bu hadis, kadınların bir vakitte cehennemde fazla olduklarını da gösterebilir. Sonra da şefaatle ateşten çıkarlar. Allah’u Teâla’nın rahmeti ile nihayet ‘lâ ilahe illallah’ diyen kimselerden hiçbiri ateşte kalmaz. O zaman kadınlar, cennet ehlinin çoğunluğu olurlar.[25]

Özet olarak kadın ateş ehlinden olmamak için çaba sarf etmelidir.

SEKİZİNCİ FAYDA: Rasulullah (s.a.v.)’in şu hadisi sebebiyle kadın cennete girdiğinde Allah ona gençliğini ve bekaretini iade eder. “Cennete yaşlılar giremez… Allah’u Teâla onları cennete girdiklerinde bakirelere çevirir.”[26]

DOKUZUNCU FAYDA: İbni Kayyım dedi ki: Bazı eserlerde dünya kadınlarının cennette Allah’a ibadetlerine nazaran iri gözlü hurilerden kat kat güzel oldukları varit olmuştur.

ONUNCU FAYDA: İbni Kayyım dedi ki: Cennette herkes bir başkasının ehline yaklaşmaktan yasaklanmıştır.[27]

Son olarak: Ey kadınlar topluluğu! Muhakkak ki, cennet erkekler için süslendiği gibi sizin için de süslenmiştir. “Muttakiler muktedir Melik’in katında güzel bir mekandadırlar.”[28] Fırsatı zayi etmekten sakının. Çünkü ömür ne kadar da azdır ve göçüp gitmektedir. Ondan sonrası için ebedi bir hayat vardır. Ebedi hayatınız cennet olsun inşaallah. İyi işler yapın ki, cennetin mehri; ibadette kusur edip boş kuruntular değil, iman ve salih ameldir. Rasulullah (s.a.v.)’in şu sözünü hatırlayın: “Kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, namusunu korur ve kocasına itaat ederse, kendisine: ‘Cennetin hangi kapısından dilersen gir!’ denilir.”[29]

Sizi ifsat etmek, kullanmak ve cennet nimetleri ile kurtuluşu elde etmekten alıkoymak ve kadının helakını isteyen fitnenin davetçilerinden sakının! Sözde özgür, aydın erkek ve kadın yazarların ve televizyonlara çıkanların güzellikleri, süsleri ve konuşmaları sizi aldatmasın. Onlar Allah’u Teâla’nın şöyle söylediği kimselerdir: “Kendilerinin inkar etmeleri gibi sizin de inkar etmenizi isterler ki, böylece onlarla eşit olasınız.”[30]

Allah’tan, Müslümanların kadınlarını Naim cenneti elde etmek için başarıda muvaffak kılmasını, onları hidayete ermiş yol göstericiler yapmasını, kadını sözde özgürlüğe, ifsada çağıran kadın ve erkek şeytani insanlardan uzaklaştırmasını diliyorum.

Ey Allah’ım! Nebimiz Muhammed (sav)’e aline ve ashabına salat ve selam eyle.

Not:Bu yazı Süleyman El-Harraşi’nin “Kadınların Cennetteki Durumları” adlı kitabın tercümesidir.

سُبْحاَنَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَ وَأَتُوبُ إِلَيْكَ.

[1] Sahihu’l-Cami:3116, Ahmet:8737, Sahihu İbni Hibban:396

[2] Albani Sahiha:367

[3] Zuhruf:72

[4] Âli İmran:133

[5] Nisa:124

[6] Hicr:48

[7] Zuhruf:71

[8] Maide:119

[9] Enbiya:23

[10] Buhari:5188, Müslim:2097

[11] Zuhruf:18

[12] Müslim:2834

[13] Mecmu’s Semin:1/571

[14] Mecmu’s Semin:1/371

[15] Albani Sahiha 1281

[16] Albani Sahiha 1281

[17] Müslim:369

[18] İbrahim:48

[19] El Babu’l-Meftuh:3/32-42

[20] Buhari:1462, Müslim:86

[21] Müslim:2738

[22]Müslim:2880

[23] Tarh-ı-Tesrib:4/270

[24] Tezkireh:2/841

[25] Hadi’l-Ervah:441

[26] Ebu Nuaym Sıfatu’l-Cenneh:193, Albani İrva:375

[27] Hadi’l-Ervah:75

[28] Rahman:55

[29] Sahihu’l-Cami:66

[30] Nisa:89

Leave a Reply