بسم الله الرحْمن الرحيم

Allah’a hamd, Resulü Ekrem’ine, onun âl ve ashabına sâlat ve selâm olsun.

Elbet İslam şeriatı tam ve mükemmel olarak sıfat, ahlak ve edep bakımından İslami kimlik bünyesine yerleşmiş ve insanı her yönden çepeçevre kuşatmıştır. İslamiyet ahlaka en zirve noktada önem vermiş, ahlak arasında tam bir alaka kurmuştur. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Mü’minlerin iman bakımından en mükemmeli, huy ve ahlakı en iyi olandır.” (Ahmed b. Hanbel, Ebu Dâvud, Tirmizi)

Güzel ahlak imanın delil ve semeresidir. Ahlak olmaksızın imanın güzel bir sonucu olmaz. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem gönderiliş gayesinin güzel ahlakı tamamlamak olduğunu haber vermiş ve:

“Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderildim” buyurmuştur. (Buhâri)

Allah Teâlâ Peygamberinin güzel ahlakını övmüş ve şöyle buyurmuştur:

“Ve sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin.” (Kalem 4)

İnsanlık haysiyet şeref ve onurunun hiçe sayılmasına, ülkelerin milli servetlerinin gasp ve yağma edilmesine, mazlumların kan ve gözyaşlarına mal olsa da kendi hayat nizamlarını sadece maddi çıkarlara bina edip ahlaki değerleri yok sayan her türlü beşeri sistem ve ideolojilerle İslam’ın ahlak anlayışı arasındaki fark en çarpıcı bir biçimde burada ortaya çıkmaktadır.

Elbette İslam, Müslüman’ın Allah’la, Peygamber’le, insanlarla, hatta kendisiyle olan muamelesini tanzim etme hususunda pek üstün bir tavır sergilemiştir. Buna göre Müslüman gerçek hayatta ve bütün muamelelerinde İslam ahlakını takındığı nispette kendini manen yücelterek Allah’a yaklaştıracak olgunluğa ermiş olur. Fakat Müslüman İslam ahlak ve edebinden uzaklaştıkça gerçekte İslam’ın ruhundan uzaklaşır, sonuçta akıl, ruh ve canı olmayan bir robot veya alet mesabesinde olur.

İslam’da ibadetler ahlakla tam ve birebir irtibat halindedir. Sahibine üstün ve güzel bir ahlak kazandırmayan ibadetin değeri yoktur. Allah Teâlâ namazın insanı her türlü hayâsızlık ve kötülükten men ederek nefis terbiyesinde ve kişinin manen yükselmesinde namazın etkisini anlatarak şöyle buyurmuştur:

“(Resulüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl! Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette (ibadetlerin) en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut 45)

Aynı şekilde oruç da kişiyi güzel ahlakın en yücelerinden olan takvaya ulaştırır.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara 183)

Yine oruç kişiye edep, sekinet, hoşgörü ve nezaket kazandırır. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Hiçbiriniz oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa ‘Ben oruçluyum’ desin.” (Buhâri, Müslim)

Zekât da aynı şekilde kalp ve ruhu cimrilik ve bencillik hastalığından temizler.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Onların mallarından sadaka al; bununla onları (günahlardan) temizlersin, onları arıtıp yüceltirsin. Ve onlar için dua et. Çünkü senin duan onlar için sükunettir (onları yatıştırır). Allah işitendir, bilendir.” (Tevbe 103)

Hacca gelince; hac, nefis ve ruhların kin, haset ve husumet gibi kötü duygu ve düşüncelerden temizlenmesi için tam bir ilmi medresedir.

Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramını giyerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah sayılan davranışlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. (Ey müminler! Ahiret için) azık edinin. Azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının.” (Bakara 197)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Kötü söz söylemeden ve büyük günah işlemeden hacceden kimse, annesinden doğduğu gündeki gibi günahsız olarak (evine) döner.”(Buhâri, Müslim)

İslam Ahlâkının Esasları

  1. Doğruluk:

Doğruluk Allah ve Resulü’nün bizlere emrettiği İslam ahlakındandır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun.” (Tevbe 119)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Doğruluk üzere olun! Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve üstün iyiliğe yöneltir, iyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddık (doğrucu) diye kaydedilir.” (Müslim)

  1. Emanetleri Ehline Vermek:

Müslüman’ın sahip olmakla emrolunduğu İslam ahlakından biri de emanetleri ehline vermektir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Allah size, mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder.” (Nisa 58)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem kavmi arasında Muhammedü’l-Emin (güvenilir kişi) diye adlandırılır ve kavmi kıymetli eşyalarını kendisine emanet ederlerdi. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e ve müminlere müşriklerin baskı ve eziyetleri artınca Allah Teâlâ Peygamberimize Mekke’den Medine’ye hicret izni verdi. Peygamberimiz kendisine emanet edilen kıymetli eşyaları sahipleri kâfir ve düşman olmalarına rağmen sahiplerine vererek hicret etti. Çünkü İslamiyet kâfir dahi olsalar emanetleri ehline vermeyi emretmektedir.

  1. Ahde Vefa Etmek:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biride ahde vefa edip sözünde durmaktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen söz sorumluluğu gerektirir.” (İsra 34)

“Onlar Allah’ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.” (Ra’d 20)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem de sözünde durmamayı münafıklık alâmetlerinden saymıştır.

  1. Tevazu Ve Alçak Gönüllülük:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri de, Müslüman’ın fakir-zengin bütün Müslüman kardeşleri arasında mütevazı ve a1çak gönüllü olmasıdır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Ve müminlere alçak gönüllü ol.” (Hicr 88)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Allah Teâlâ bana: o kadar mütevazı olun ki, kimse kimseye böbürlenmesin; kimse kimseye zulmetmesin, diye bildirdi.” (Müslim)

  1. Anne Babaya İyilik Etmek:

İslam’ın güzel ahlak prensiplerinden biri de ana babaya iyilik etmektir. Ana babanın hakkı Allah hakkından sonra ilk sırada gelmektir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya iyi davranın.” (Nisa 36)

Yine Allah Teâlâ ana babaya itaat, merhamet, tevazu ve dua etmeyi emrederek şöyle buyurmuştur:

“Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: ‘Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et!’ diyerek dua et.” (İsra 24)

Bir adam Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gelerek:

-Kendisine en iyi davranmam gereken kimdir? diye sordu. Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

-Anan! buyurdu. Adam tekrar:

-Ondan sonra kim gelir? diye sordu.

-Anan! dedi. Adam tekrar:

-Sonra kim gelir? diye sordu. Resulü Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

-Baban! cevabını verdi.” (Buhâri, Müslim)

Anne babaya yapılan bu iyilik ve ihsan bir lütuf olmayıp bilakis herkesin yapması gereken bir görev ve farzı ayındır.

  1. Akrabayı Ziyaret:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri de akrabayı ziyaret etmek ve onlarla ilişkiyi kesmemektir. Bunlar amcalar, dayılar, halalar ve teyzelerdir. Akraba ziyareti vacip ve zaruri bir görev olup akrabayla ilişkiyi kesmek lanet ve cennetten mahrumiyet sebebidir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Geri dönerseniz yeryüzünde bozgunculuk yapmaya ve akrabalık bağlarını kesmeye dönmüş olmaz mısınız? İşte bunlar, Allah’ın kendilerini lânetlediği, sağır kıldığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.” (Muhammed 22-23)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Akrabasıyla ilişkisini kesen cennete giremez.“ (Buhâri, Müslim)

  1. Komşuya İyilik:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri de komşuya iyilik etmektir. Komşular kişinin yakın çevresinde oturanlardır. Bunların mekan bakımından ve ilgi bakımından en yakın olanları iyiliğe en layık olanlardır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Ana babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya iyi davranın.” (Nisa 36)

Görüldüğü gibi Allah Teâlâ hem yakın hem de uzak komşuya iyilik etmeyi emretmiştir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” (Buhâri, Müslim) Yine Peygamber sallallahu aleyhi ve selem:

“Ey Ebu Zerr! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!” buyurdu.(Müslim)

Komşu kafir ve gayri müslim dahi olsa komşuluk hakkı vardır.

  1. Misafire İkram:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden diğeri misafire ikram etmektir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse misafire ikram etsin” (Buhâri, Müslim)

  1. Herkese İyilik Ve Cömertlik:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden bir diğeri iyilik ve cömertliktir. Allah Teâlâ iyilik ve cömertlik sahibi olup hayır yollarında harcama yapanları övmüş ve şöyle buyurmuştur:

“Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.” (Bakara 262)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Yanında ihtiyacından fazla binek hayvanı olanlar, olmayanlara versinler. Fazla azığı olanlar, azığı olmayanlara versinler.” (Müslim)

  1. Hoşgörü ve Sabır:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri de hoşgörü ve sabırdır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Kim sabreder ve affederse bu hareketi yapılmaya değer işlerdendir.” (Şura 43)

“Bağışlasınlar, feragat göstersinler. Allah’ın sizi bağışlamasını arzulamaz mısınız? Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.” (Nur 22)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor:

“Sadaka vermek malı eksiltmez. Kul başkalarının hatalarını bağışladıkça Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir.” (Müslim)

Bir başka hadisi şerifte: “Merhamet edin ki, merhamet olunasınız. Bağışlayın ki, Allah da sizi bağışlasın.” buyrulmuştur.

  1. İnsanlar Arasında Islah Ve Arabuluculuk:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden bir diğeri insanlar arasında ıslah ve arabuluculuktur. Bu, insanlar arasında sevgi, muhabbet, yardımlaşma ve dayanışma ruhuna götüren yüce bir ahlaktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Onların fısıldaşmalarının bir çoğunda hayır yoktur. Ancak bir sadaka, yahut bir iyilik, yahut da insanların arasını düzeltmeyi isteyen(in fısıldaşması) müstesna. Kim Allah’ın rızasını elde etmek için bunu yaparsa, Biz ona yakında büyük bir mükafât vereceğiz.” (Nisa 114)

  1. Haya (Ar, Namus, Utanma):

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri de hayadır. Haya, insanları olgunluk ve fazilete götürüp her türlü ahlaksızlıktan korur. Kişi Allah’ın kendisini masiyet (günah) üzere görmesinden haya eder ve Allah’a karşı hayalı olur. Aynı şekilde kişi insanlara ve kendisine karşı da hayalı olmalıdır. Bu durum onun gerçek bir mümin olduğunun delilidir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi; ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Haya imandan bir bölümdür.” (Buhâri, Müslim) Yine Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:

“Haya ancak hayır getirir.” (Buhâri, Müslim) buyurmuşlardır.

  1. Merhamet:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri de merhamettir. Bu huy insanların bir çoğunun kalplerinden soyulmuş, artık onların kalpleri taş gibi yahut daha da katı hale gelmiştir. Mümine gelince mümin şefkatli, merhametli, ince ruhlu ve duyarlı kişidir. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır. İşte bunlar sağdakilerdir.” (Beled 17-18)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Mü’minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğu zaman, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar.” (Buhâri, Müslim)

  1. Adalet:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden biri ise adalettir. Adalet, gönüllere huzur verip toplumda güven ve istikrarın sağlanmasına, her çeşit suç ve cinayetlerin ortadan kalkmasına vesile olur. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder; çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl 90)

“Adaletli olun! Bu, Allah korkusuna daha çok yakışan (bir davranış) dır.” (Maide 8)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

“Verdiği hükümlerde ailesinin ve halkın yönetiminde adaletli davranan yöneticiler, kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar üzerinde otururlar.” (Müslim)

  1. İffet:

İslam’ın yüce ahlak prensiplerinden bir diğeri de iffettir. Bu, namusların korunmasını ve neseplerin karışmamasını sağlayan yüce bir ahlaktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Evlenme imkanı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile kendilerini varlıklı kılıncaya kadar kendilerini korusunlar.” (Nur 33)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır:

“Altı şeyi yapacağınıza dair bana kesin söz verin, ben de size cennete gireceğinize dair söz vereyim. Sizden biri;

  1. Konuştuğu zaman yalan söylemesin,
  2. Emanete hıyanet etmesin,
  3. Söz verdiği zaman sözünden caymasın,
  4. Harama bakmayın,
  5. Elinizden başkalarına zarar dokunmasın,
  6. Namuslarınızı koruyunuz.” (Taberâni)

İşte bütün bu sayılanlar İslam’ın yüce ahlak prensipleri olup hiç birinde yadırganacak bir durum yoktur. Bilakis bunlar her selim fıtrat sahibinin kabul edeceği güzel ahlaki faziletlerdir. Şayet bugün Müslümanlar bu yüce ahlak prensiplerini takınsalar elbette dünyanın dört bir yanından insanlar onlara ikbal ve teveccüh edip saadet asrında ve diğer dönemlerde olduğu gibi bu güzel ahlak ve muameleler sayesinde insanlar gelip küme küme Allah’ın dinine gireceklerdir.

Allah’tan bizleri bu güzel numunelerle ahlaklandırmasını ve bu vesileyle bizim elimizle İslam’ı yeryüzünde hakim kılmasını niyaz ediyoruz.

Allah Resulümüz Muhammed’e, onun ehl-i beytine, ashabına ve güzellikle onlara tabi olanlara salat ve selam etsin. Sözümüzün sonu alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdetmektir.

Leave a Reply