20.İLK MÜSLÜMANLAR VE GİZLİLİK DÖNEMİNİN ÖZELELİKLERİNDEN ALINACAK DERSLER
1. İslam’a ilk girmenin sevabı büyüktür, hakka yönelmenin ve onu korumanın ecri de değerlidir: Allah Subhanehu hakka yönelmede öne geçmeyi teşvik etmiştir. Çünkü öne geçenle sonradan katılanın sevabı bir değildir. Allah bunlardan hepsine de güzellik vaat etmiştir. Fakat İslam’ın ilk günlerinde insanlara en çok ihtiyaç olduğu bir dönemde infak eden, öne geçen ve savaşan kimse ile daha sonra infak eden ve savaşan kimseler bir değillerdir.
Allah Subahehu şöyle buyurdu: “Rabbinizden mağfirete ve muttakiler için hazırlanmış genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun!”[1] ve şöyle buyurdu: “Hayırlarda yarışın…”[2]
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, kıyamet kopuncaya kadar her dönemde bu ilk öne geçen kimselerin bulunacağını, bu ümmetin kahramanları, komutanları ve âlimlerini çıkartacağını ve Allah’ın bu dinin içerisinde kendisine itaat hususunda insanların faydalanacağı filizler dikmeye devam edeceğini haber vermektedir. İbni Ömer radıyallahu anhu dan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Ümmetimin içerisinden her asırda öne geçen kimseler olacaktır.”[3]
2.Dikkatli davranmak ve tedbir almak İslam’i davetin gerektirdiği şerri bir zorunluluktur: Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “…Tedbirinizi alın. Muhakkak ki, Allah kafirler için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.”[4] Amr b. Abese adındaki sahabinin kıssası nebevi bir tedbir almaya ve ilk dönemdeki gizlilik merhalesinde dikkatli davranma üzere en güzel delildir. Şöyle ki: Amr b. Abese’nin Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ‘Seninle birlikte kimler var’ sorusuna Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in ‘hür ve köle’ diye isim vermeden cevap vermesi ve ‘ailenin yanına dön! Benim ve insanların halini görmüyor musun? Benim galip geldiğimi işittiğinde bana katılırsın’ demesi.
3. İlk Müslümanların vahiye, Peygambere ve Kur’an’a sımsıkı tutunmaları: Cebrail aleyhisselam’ın inişi ilk Müslümanların hayatında samimiyetin, ümidin ve içinde bulundukları karanlığı aydınlatıcı nurun habercisi olmuştur. Aynı şekilde Nebileri sallallahu aleyhi ve sellem’e nisbetle de durum aynıdır. O, onların hayatında onları için yüce bir örnek olmuştur. Kur’an’a gelince O da ilk Müslümanların gurbet hayatında en güzel bir yakınlık vesilesi olmuş ve rableri melikleri olan Allah’ın kelamı onlara yeterli gelmiştir.
Allah Teâlâ şöyle buyurdu: “Elif Lam Ra. Bunlar apaçık kitabın ayetleridir. Muhakkak ki, biz onu umulur ki akıl edersiniz diye Arapça bir Kur’an olarak indirdik. Bu Kur’anla vahyettiğimiz şeylerle sana en güzel kıssaları anlatıyoruz. Muhakkak ki sen bundan önce (Kur’an’nın inmesinden önce bu haberlerden) habersizdin.”[5]
[1] Âli İmran suresi 133
[2] Bakara suresi148
[3] Sahih Hadis: Silsiletü’l Ehadisi’s sahiha 2001
[4] Nisa suresi 102
[5] Yusuf suresi 1-3