(1) AYETLERLE CENNET NEDİR VE NASIL BİR YERDİR?

(1) Cennet, mü’min ve muttakiler için mükafat olarak hazırlanmış ebedi kalacakları bir meskendir. (Tevbe 72, Furkân 15 )

(2) Genişliği göklerle yer kadardır. ( Âl-i İmrân 133, Hadîd 21 )

(3) Orası güvenilir bir makamdır. ( Duhân 51 )

(4) Altından ırmaklar akar. ( Bakara 25, Âl-i İmrân 15,136, Nisâ 57 )

(5) Cennette elbiseler ipek ve atlastan olup yeşil renkli, altın ve incilerle bezenmiş haldedir. ( Hac 23, Fâtır 33, Duhân 53 )

(6) Cennette altın ve gümüş bilezikler takılacaktır. ( Kehf  31, Fâtır 33, İnsân 21 )

(7) Cennet ehli oraya babalarından, eşlerinden ve çocuklarından iyi olanlarla birlikte girer.(Ra’d 23, Yâsîn 56)

(8) Cennette hurilerden eşler vardır. O huriler ki yeni bir yaratılışla yaratılmış, bakire, göğüsleri tomurcuklaşmış, yalnızca kocalarına bakan ve onlara aşık, saklı inciler gibi iri gözlü, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyaz, otağlar içinde ve tertemiz, yaşıt sevgililer halinde olcaktır. ( Vâkıa 22-23, 35-37, Nebe 33, Sâffât 48-49, Rahmân 72, Nisâ 57 )

(9) Oranın yemişi ve gölgesi süreklidir. ( Ra’d 35 )

(10) Berrak, içene lezzet veren, sersemletmeyen ve sarhoş etmeyen içkileri vardır. (Sâffât 46-47 )

(11) Çeşitli meyveler vardır. ( Yâsîn 57, Zuhruf  73 )

(12) Cennet ehlinin canlarının istediği kuş etleri vardır. ( Vâkıa 21 )

(13) Cennette acıkmak ve susamak yoktur. ( Tâhâ 118-119 )

(14) Orada ehlinin canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. ( Zuhruf 71 )

(15) Bahçeler ve üzüm bağları vardır. (Nebe 32)

(16) Gölgeleri ehlinin üzerine sarkar, meyveleri de kolayca koparılacak şekildedir. (İnsân 14 )

(17) Orada boş laf ve kötü söz işitilmez, sadece selam işitilir. ( Vâkıa 25-26, Meryem 62 )

(18) Orada yorulmak yoktur. ( Hicr 48, Fâtır 35 )

(19) Orada ölmek de, azap da yoktur. ( Sâffât 58-59, Duhân 56 )

(20) Orada korkmak ve üzülmek yok, sevinmek vardır. ( Fussilet 30 )

(21) Orada ne yakıcı sıcak görülür, ne de dondurucu soğuk. ( İnsân 13 )

(22) Bozulmayan sudan, sütten, şaraptan ve baldan ırmaklar vardır. ( Muhammed 15 )

(23) Çağlayarak akan sular vardır. ( Vâkıa 31 )

(24) Yükseklerde kurulmuş döşekler ve mücevherlerle süslenmiş tahtlar vardır. ( Vâkıa 15, 34, Ğâşiye 13 )

(25) Tertemiz hizmetçiler, saçılmış inci gibi vildanlar vardır. ( Tûr 24, Vâkıa 17 )

(26) Kalplerden kin sökülüp atılmıştır. ( A’râf 43 )

(27) Yiyecek ve içecekler altın tepsi ve kadehlerle sunulur. ( Zuhruf  71 )

(28) Sıra sıra dizilmiş yastıklar ve serilmiş halılar vardır. ( Ğâşiye 15-16 )

(29) Cennetin neresine bakılsa bir nimet ve büyük bir mülk vardır. ( İnsân 20 )

(2) AYETLERLE CENNETTEN MANZARALAR

1) “Muttakilere vaadolunan cennetin durumu şöyledir: İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenlere lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır…”( Muhammed 15 )

2) “…zemininden ırmaklar akan cennetlere sokacağız…” ( Nisâ 57, Yûnus 10 )

3) “…Yemişleri ve gölgesi süreklidir…” ( Ra’d 35 )

4) “Onlara altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır…”( Zuhruf 71 )

5) “Berraktır, içenlere lezzet verir. O içkide ne sersemletme vardır ve de onunla sarhoş olurlar.” (Sâffât 46-47 )

6) “Orada sizin için bol bol meyveler vardır, ondan yersiniz, denilir.” ( Zuhruf 73 )

7) “Orada canlarının istediği meyve ve etten bol bol verdik.” ( Tûr 22 )

8) “Beğendikleri meyveler, canlarının çektiği kuş etleri, yaptıklarına karşılık olarak verilir.” ( Vâkıa 20-21 )

9) “…Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı herşey vardır…” ( Zuhruf 71 )

10) “…Onlar Adn cennetlerinde tahtlar üzerine kurularak orada altın bileziklerle bezenecekler…” (Kehf 31 )

11) “…İncilerle süslenirler ve orada giyecekleri elbiseler de ince ipek ve parlak atlastandır. ( Hac 23,  Fâtır 33,  Duhân 53)

12) “…Ne yakıcı sıcak görülür orada, ne de dondurucu soğuk. Gölgeleri üzerlerine sarkar, kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur.” ( İnsân 13-14 )

13) “…Onlar için orada tertemiz eşler vardır…” ( Nisâ 57 )

14) “Gerçekten biz hurileri apayrı bir biçimde yeniden yarattık. Onları eşlerine düşkün ve yaşıt bakireler kıldık.” (Vâkıa 35-37)

15) “Göğüsleri tomurcuk gibi kabarmış yaşıt kızlar vardır.” ( Nebe 33 )

16) “Çadırlar içinde sahiplerine tahsis edilmiş huriler vardır.” ( Rahmân 72 )

17) “Saklı inciler gibi, iri gözlü huriler yaptıklarına karşılık olarak (verilir)”. ( Vâkıa 22-24 )

18) “Yanlarında güzel bakışlarını yalnız onlara tahsis etmiş iri gözlü eşler vardır. Onlar, gün yüzü görmemiş yumurta gibi bembeyazdırlar.” ( Sâffât 48-49 )

19) “Çevrelerinde, Maîn çeşmelerinden doldurulmuş testiler, ibrikler ve kadehlerle (hizmet için) ölümsüz gençler dolaşır.” ( Vâkıa 17-18 )

20) “O insânların etrafında öyle ölümsüz genç nedimler dolaşır ki, onları gördüğünde etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın.” ( İnsân 19,  Tûr 24 )

21) “Onlar orada ne boş bir lakırtı, ne de yalan işitirler.” ( Nebe 35, Ğâşiye 11,  Meryem 19 )

22) “…Artık orada bize ne bir yorgunluk dokunacak, ne de orada bize bir usanç gelecektir.” (Fâtır 35,Hicr 48)

23) “İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar…” ( Duhân 56,  Sâffât 58-59 )

24) “…Ve onlar oradan ebedi olarak çıkarılmayacaklardır.” ( Hicr 48,  Tevbe 72 )

25) “…Ve onlar pınar başlarındadırlar.” ( Zâriyât 15 )

26) “Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve büyük bir mülk görürsün.” ( İnsân 20 )

27) “Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, içinde ebedi kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaadetti. ALLAH’IN RIZASI İSE HEPSİNDEN BÜYÜKTÜR…( Tevbe 72 )

 (3) AYETLERLE CENNET KİMLER İÇİN HAZIRLANMIŞTIR?

1) İman edip salih amel işleyenler. ( Nisâ 57, Yûnus 9 )

2) Allah’a ve Rasulüne itaat edenler. ( Nisâ 13 )

3) Muttakiler (takva sahipleri). ( Âl-i İmrân 133, Râd 35 )

4) Görmediği halde Rahmân’dan korkanlar. ( Kâf 33 )

5) Allah’a yönelmiş bir kalp ile gelenler. ( Kâf 33 )

6) Namazlarında huşû içinde devamlı olanlar. ( Mü’minûn 2,9 )

7) Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirenler. ( Mü’minûn 3 )

8) Zekatı verenler. ( Mü’minûn 4 )

9) İffetini koruyanlar. ( Mü’minûn 5 )

10) Emanet ve ahidlerine riayet edenler. ( Mü’minûn 8 )

11) Günahlarından sonra tevbe edip salih ameller işleyenler. ( Meryem 60 )

12) Mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler. ( Saff 11 )

13) “Rabbimiz Allah’tır.” deyip sonra dosdoğru olanlar. ( Fussilet 30 )

14) Allah’ın gözetilmesini emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) gözetenler. ( Ra’d 21 )

15) Rablerinden ve kötü hesaptan korkanlar. ( Ra’d 21 )

16) Rablerinin vechini istemeleri sebebiyle sabredenler. ( Ra’d 22 )

17) Kendilerine verilen rızıktan gizli ve açık infak edenler. ( Ra’d 22 )

18) Kötülüğü iyilikle savuşturanlar. ( Ra’d 22 )

19) İhlas sahibi (muhlis) kimseler. ( Sâffât 40-43 )

20) Hesap gününe inanıp tasdik edenler. ( Meâric 26 )

21) Şahitliklerini dosdoğru yapanlar. ( Meâric 33 )

22) Verdikleri sözü yerine getirenler. ( İnsân 7 )

23) Kendi canları istemesine rağmen yoksula, yetime ve esire yedirenler. ( İnsân 8 )

 (4) HADİSLERLE CENNETİN ÖZELLİKLERİ VE ONDAN MANZARALAR

(1) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Aziz ve Celil olan Allah şöyle buyurdu: «Ben salih kullarım için ahiret azığı olarak hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşer aklına gelmedik bir takım nimetler hazırladım.» Allah’ın sizleri (bu sözlerle) muttali kıldığı şeyleri bir yana bırak. Bir de bunlardan başka onun sizleri muttali kılmadığı bir şey vardır ki, o en büyüktür.”

 ( Müslim 2824/3, Buhârî 3053 )

(2) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Allah cenneti yarattığı vakit  Cebrail’e şöyle dedi: « Git cennete bak.» Cebrail gitti, cennete baktı. Sonra geldi ve: « Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun ki, cenneti kim işitirse muhakkak ona girer.» dedi. Sonra Allah onu zorluklarla donattı. Sonra: « Ey Cibril! Git cennete bak.» buyurdu. Cibril gitti, cennete baktı, sonra geldi ve: «Ey Rabbim! İzzetine yemin olsun ki, ona kimsenin girememesinden korktum.» dedi…”

 ( Ebû Dâvud 4744 , Tirmîzî 2685 )

(3) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Cennet nefse hoş gelmeyen şeylerle kuşatılmış, cehennem de nefsin arzularıyla kuşatılmıştır.”

 ( Buhârî 6412,  Müslim 2822/1, Tirmîzî 2684 )

(4) Sehl bin Sa’d Es-Saidi (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Cennette bir kamçı kadar yer, dünyadan ve dünyada bulunan her şeyden daha hayırlıdır…”

 ( Buhârî 6356, İbni Mâce 4330 )

(5) Sehl bin Sa’d (radiyallahu anh) dan; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Cennette sekiz kapı vardır. Bunların içinde bir kapı Reyyan diye isimlendirilir. Buradan cennete yalnız oruçlu olanlar girer.”

 ( Buhârî 3058 )

(6) Muaz bin Cebel (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Muhakkak cennet yüz derecedir. Onlardan her bir derece gök ile yer arasındaki mesafe kadardır. Şüphesiz o derecelerin en yücesi Firdevs’tir, en faziletlisi de Firdevs’tir. Arş, muhakkak Firdevs’in üstündedir. Cennetin ırmakları da Firdevs’ten çıkıp akar. Bu itibarla siz Allah’tan dilemek istediğiniz zaman Firdevs’i isteyin.”

 ( İbni Mâce 4331, Tirmîzî 2651 )

(7) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“…Şayet cennet ehli kadınlardan bir kadın arza (dünyaya) çıkmış olsaydı, muhakkak yer ile gök arasını aydınlatır ve ikisi arasını güzel bir koku doldururdu. Ve elbet o kadının başörtüsü dünyadan ve dünyadaki her şeyden hayırlıdır.”

( Buhârî 6467 )

(8) Sa’d bin Ebi Vakkas (radiyallahu anh) dan; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Cennette olan nimetlerden bir tırnağın taşıyacağı kadar bir şey görünmüş olsa gökler ve yeryüzünün dört tarafı arasındaki her şey muhakkak süslenirdi. Ve cennet ehlinden bir kişi baksa da bilezikleri görünse, güneş yıldızların ışığını silip yok ettiği gibi o da muhakkak güneşin ışığını silip yok ederdi.”

 ( Tirmîzî 2661)

(9) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den;“…Ya Rasûlellah! Cennetin yapısı nedir? diye sordum. Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem)  buyurdu ki:

Bir kerpici gümüşten, bir kerpici altından, harcı keskin kokulu misk, çakılları inci ve yakut, toprağı za’ferandır….”

 ( Tirmîzî 2646 )

(10) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Cennette, gövdesi altından olmayan hiçbir ağaç yoktur.”

 ( Tirmîzî 2645 )

(11) Ebû Said El-Hudri (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Şüphesiz cennette öyle bir ağaç vardır ki, (onun altında) bir süvari, yürüyüşü çok sür’atli, talimli, iyi cins bir at ile yüz sene yürürse yine onu bitiremez.”

 ( Müslim 2828/8,  Buhârî 6459,  Tirmîzî 2643,  İbni Mâce 4335 )

(12) Ebû Musa el-Eş’ari (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“İki cennet vardır ki, bunların kapları ve içinde bulunan şeyler hep gümüştendir. Diğer iki cennet daha vardır ki, bunların kapları ve içinde bulunan şeyler de altındandır. Adn cennetindeki cennetliklerle Rablerine bakmaları arasında Allah’ın vechi üzerindeki büyüklük ridasından başka bir şey bulunmayacaktır.”

( Buhârî 4828, Tirmîzî 2648 )

(13) Harise bin Vehb El-Huzai (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Dikkat edin! Ben size cennetlik olanları haber veriyorum: Zayıf olup zayıf görülen her kimse…”

 ( Buhârî 4902,  Müslim 2853/46,  Tirmîzî 2732,  İbni Mâce 4116 )

(14) Usame (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Ben cennetin kapısı önünde durdum, oraya girenlerin çoğu fakirler idi. Zenginlik sahipleri alıkonulmuşlardı…”

 ( Buhârî 6456, Tirmîzî 2729 )

(15) Abdullah bin Ömer (radiyallahu anhuma) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Cennet ehli cennete vardığı, cehennem ehli de cehenneme vardığında ölüm (alacalı bir koç suretinde) getirilir. Ta cennetle cehennem arasında yatırılır, sonra kesilir. Sonra bir münadi: « Ey cennet ahalisi! Artık ölüm yoktur. Ey cehennem ahalisi! Artık ölüm yoktur.» diye nida eder. Bu hadise sebebiyle cennet ehlinin ferahı bir kat daha artar, cehennem ehlinin hüzün ve kederi ise bir kat daha artar.”

 ( Müslim 2850/43, Buhârî 6457,  İbni Mâce 4327, Tirmîzî 2682 )

(16) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“…Cennet ehlinden olup da dünyada en çetin ve meşakkatli hayat süren kişi getirilir ve cennete bir daldırılışla daldırılır. Müteakiben ona da: « Ey Ademoğlu! Sen hiçbir çetinlik ve sıkıntı gördün mü, sana herhangi bir sıkıntı ve zorluk uğradı mı?» diye sorulur. O da: « Hayır vallahi ya Rab! Bana asla sıkıntı uğramadı ve ben asla şiddet görmedim.» der.”

 ( Müslim 2807/55,  İbni Mâce 4321 )

(17) Ebu Said el-Hudri ve Ebu Hureyre (radiyallahu anhuma) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

“Bir münadi (cennet ehline): « Daima sıhhatli kalmanız ve ebediyyen hasta olmamanız hakkınızdır. Daima yaşamanız ve ebediyyen ölmemeniz hakkınızdır. Daima genç kalmanız ve ebediyyen ihtiyarlamamanız hakkınızdır. Daima nimetler içinde hoş bir halde olmanız ve ebediyyen sıkıntı ve çetinliğe maruz kalmamanız hakkınızdır.» diye nida edecektir.”

( Müslim 2837/22 )

(18) Muaz bin Cebel (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  buyurdu ki:

“Cennet ehli cennete kılsız, tüysüz, yaratılıştan sürmeli, otuz veya otuz üç yaşında olarak gireceklerdir.”

 ( Tirmîzî 2669 )

(19) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Her kim cennete girerse naz ve nimet içinde hoş halde olur. Kendisine hiçbir sıkıntı ve çetinlik isabet etmez. Elbiseleri eskimez, gençliği de bitmez.”

 ( Müslim 2836/21, Tirmîzî 2646 )

(20) Suheyb (radiyallahu anh) den; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) {Amelini güzel yapanlar için güzel mükafat ve dahası vardır.} (Yûnus 26) ayeti hakkında şöyle buyurdu:

“Cennet ehli cennete girdikleri vakit bir münadi: «Sizin için Allah katında bir vaad vardır.» diye nida eder. Onlar da: «(Allah) bizim yüzlerimizi ak etmedi mi? Bizi ateşten kurtarmadı mı? Bizi cennete girdirmedi mi?» derler. (Melekler) « Evet » diye cevap verirler. Müteakiben (Allah ile cennet ehli arasında) hicab (perde) kaldırılır. Allah’a yemin ederim ki, Allah, cennet ehline kendisine bakmasından daha sevgili hiç bir şey vermemiştir.”

 ( Tirmîzî 2676 )

(21) Ebû Hureyre (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Cennete ilk girecek zümrenin yüzleri ayın ondördüncü gecesindeki sureti gibi parlaktır. Onların ardı sıra girecek olanlar ise, semadaki en keskin ışıklı büyük yıldızın parlaklığı üzeredirler. Sonra cennetlikler bunların ardından birçok menziller ve derecelerdir. Onlar (cennette) bevl etmezler, pislik ve dışkı çıkarmazlar, sümkürmezler, tükürmezler. Onların cennetteki tarakları altındır, terleri misktir, buhurdanlıklarının udu Hind ududur. Onların her biri için iki zevce vardır ve zevceleri Huru’l-İyn’dir. Bunlardan her birinin kemiğinin iliği (letafetinden dolayı) etinin üstünden görünür. Onların ahlakı bir tek adamın ahlakı üzeredir, vücutları da ataları Adem’in uzunluğu üzeredir ki, o altmış ziradır (yaklaşık otuz metre). Cennetlikler arasında ihtilaf ve düşmanlık yoktur. Onlar sabah-akşam Allah’ı tesbih ederler.”

 ( Müslim 2834/14-15-16,  Buhârî 3053-3054 )

(22) Abdullah bin Kays (radiyallahu anh) dan; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Muhakkak cennette mü’min için içi boşaltılmış bir tek inciden bir çadır vardır. Onun boyu altmış mildir (yaklaşık yüz kilometre). Onun her köşesinde mü’mine mahsus birçok ehiller vardır ki, diğerleri onları görmezler. Mü’min kişi onları dolaşıp ziyaret eder.”

 ( Buhârî 4830,  Müslim 2838/23-24-25 )

(23) Enes bin Malik (radiyallahu anh) den; Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Şüphesiz cennette bir çarşı vardır ki, cennet ahalisi her Cuma günü oraya gelirler. Müteakiben şemal rüzgarı eser de onların yüzlerine ve elbiselerine en güzel koku nevilerini serper. Bundan da cennet ehlinin güzellikleri artar da artar. Güzellikleri artmış olarak kendi aileleri yanına dönerler. Aileleri onlara: «Vallahi sizlerin bizden sonra güzelliğiniz daha da artmıştır.» derler. Onlar da ailelerine: «Vallahi sizler de öylesiniz.  Andolsun bizden sonra sizin de güzelliğiniz ziyadelenmiştir.» derler.”

 ( Müslim 2833/13 )

(24) İbni Mes’ud (radiyallahu anh) dan; Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)  şöyle buyurdu:

“Ben ateş ehlinin cehennemden son çıkacak ve cennet ehlinin cennete son girecek olanını bilip duruyorum. Bu bir kimsedir ki, cehennemden emekleye emekleye çıkar. Yüce Allah ona: «Git, cennete gir!» buyurur. O kimse cennete varır, ona öyle bir hayal gelir ki, cennet dopdoludur. Dönüp: «Ya Rab! Ben cenneti dopdolu buldum.» der. Allah yine: «Git, cennete gir!» buyurur. O kimse cennete varır. Cennet ona yine dopdolu gibi hayal ettirilir. Dönüp: «Ya Rab! Ben cenneti dopdolu buldum.» der. Allah ona: «Git, cennete gir! Dünya kadar ve dünyanın on misli kadar yer senindir.» buyurur. O kul: «Sen yegane Melik olduğun halde benimle alay mı ediyorsun yahut bana gülüyor musun?» der. Vallahi Rasûlullah’ın gerideki dişleri belirinceye kadar güldüğünü gördüm. Sahabiler arasında: « Cennet ehlinin en aşağı menzil sahibi işte o kimsedir.» denilirdi.”

 ( Buhârî 6469, İbni Mâce 4339 )

Leave a Reply