Emr-i bi’l–ma’ruf ve nehy-i ani’l-münker yaparken şunları mutlaka bilmek gerekir:

  1. Hükmü Bilmeli: Daveti yapacak kişinin neyin maruf (doğru), neyin münker (yanlış) olduğunu kesin bir bilgiyle bileceği bir ilmî seviyeye sahip olması, o konuda alim olması gerekir.
  2. Hali Bilmeli: Kişinin, davet edildiği iyiliği yapmadığı veya nehyedildiği (sakındırıldığı) kötülüğü yaptığı kesin olarak bilinmelidir ki, davet yapılsın veya sakındırılsın. Aksi bir davranış abestir ve insanlar arasında, bu duruma düşen davetçinin değeri düşer.
  3. Emredilen Maruf İş, Mefsedeti (Zararı) Daha Büyük Bir Münkere (Kötülüğe) Vesile Olmamalı: Çünkü bir kötülüğün önlenmesi, menfaat ve iyiliğin sağlanmasından öncedir. Mesela dine ve dinî değerlere küfreden bir sarhoşa müdahale edilmesi durumunda zararın artacağı ve bir faydaya ulaşılamayacağı kanaati hakimse ona müdahale edilmez.

Tebliğ yapılan kişinin küfrü artacak, dinden uzaklaşacak ya da davetçiden, bir daha bir araya gelmeyecek şekilde yüz çevirecekse ona tebliği ulaştırmayıp uygun altyapı oluşana kadar tebliği terk etmek gerekir.

Davet ve Usûlü

  1. Allah’a davet kulluktur ve farz-ı ayındır. Kulluk, Allah’ın ve Rasûlü’nün emir ve uygulamaları doğrultusunda yapılır.
  2. Davet, en yakınımızdan başlamalı (eş, çocuk, ana, baba, kardeş, yakın akraba, uzak akraba, yakın komşu, uzak komşu, arkadaş vs.), çember genişleyerek devam etmelidir.

﴾ (Önce) yakın akrabanı uyar.﴿ (Şuârâ 214)

  1. Davet Kur’an ve sünnette emredildiği gibi; güzelce mücadele ederek, hikmetle ve güzel öğütle, yumuşaklıkla olmalı, sertlik ve zorbalıkla yapılmamalı, özellikle yaşayarak gösterme yolu ihmal edilmemelidir.

﴾ Sen Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır. Onlarla en güzel şekilde mücadele et!… ﴿ (Nahl 125)

﴾ İçlerinden zulmedenler hariç ehl-i kitap (insanlar) ile en güzel şekilde mücadele edin… ﴿ (Ankebut 46)

“ Ahlaksızca yapılan fiil şekavet (edepsizlik) tir.” (Hadis…)

“İnsanlar, ancak dilleri yüzünden cehenneme yüzüstü atılırlar.” (Hadis…)

  1. Davette sabırlı olunmalı, aceleci davranılmamalı ve netice almayı zamana yaymalıdır. Her şeyin bir anda olmasını, hemen neticeye ulaşmayı beklememeli, herkesin bizim geçtiğimiz aşamalardan geçmesine müsaade edilmelidir.
  2. Yumuşak davranılmalı, katı ve kırıcı söz ve davranışlarla karşılaşıldığında affetmeli ve onlar için Allah’tan af dilenmelidir.

﴾ Allah’tan bir rahmet ile sen onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın hiç şüphesiz ki onlar etrafından dağılır giderlerdi. Öyleyse sen onları affet, bağışlanmaları için dua et… ﴿ (Al-i İmran 159)

﴾ Takva sahipleri bollukta ve darlıkta infak ederler, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah ise güzel davranışta bulunanları (muhsinleri) sever… ﴿ (Al-i İmran 134)

﴾ Sen kötülüğü en güzel bir şekilde savuştur (uzaklaştır)… ﴿ (Mü’minûn 96)

﴾ İyilikle kötülük bir değildir. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde savuştur. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan (samimi) bir dost oluverir.﴿ (Fussilet 34)

Davetçi bütün rasûller ilk tebliğe başladıklarında reddedilmiş, iftiraya maruz kalmış, toplumdan dışlanmış, hatta memleketlerinden çıkarılmışlardır. Buna rağmen onlar hep affetmiş, iyiliği emretmeye devam etmiş ve neticede de hep kendileri kazanmıştır.

  1. Dini bilmeyenler düşmanmış gibi algılanmamalı, onlara ön yargılı yaklaşılmamalıdır. Bilakis onlara, bir şey bilmeyen bir çocuk gibi şefkatle yaklaşılmalı, merhamet kanatları gerilmeli, ona saygı duyulup değer verildiği hissettirilmelidir.

Din kolaylık ve müjdeleme dinidir. Bu sebeple kolaylaştırılmalı ve zorlaştırılmamalı, müjdelemeli ve nefret ettirilmemelidir. (Buhârî 6089, Müslim 1732/6)

  1. İlk davet edilecek husus en anlaşılır şekilde tevhid olmalı, daha sonra namaz ve diğer vacibatlar anlatılmalıdır. (Buhârî 1321, Müslim 19/29)
  2. Sadaka: Maddi yardım olduğu gibi bir tebessüm, yol göstermek, yükü kaldırmaya yardım etmek, ağza bir lokma atmak gibi sonu olmayan hayır çeşididir.

﴾ Ey iman edenler! … Başa kakmak ve incitmek suretiyle sadakalarınızı iptal etmeyin …﴿ (Bakara 264)

Haktan bir şey öğretmek de sadakanın en faziletlilerindendir. Öyleyse davet; zorbalıkla, başa kakmayla, gururu incitmekle iptal edilmemeli, güzel ahlak ile muamele edilmelidir.

“En hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır.” ( Buhârî 6021, Müslim 2321/68) ve

“Kıyamet günü meclis olarak bana en yakın olanınız ahlakı en iyi olanınızdır.” (Tirmizî 2087) hadisleri iyi anlaşılmalı ve mutlaka hayata yansıtılmalıdır.

  1. Davet ettiklerimizin hidayete ulaşmaları hususunda çok istekli olmalı, ciddi ve tutarlı gayretler sarf etmeli, ancak davete hemen icabet etmelerini beklememelidir. Çünkü buna gücümüz yetmez, hidayete ancak Allah ulaştırır. Allah kullarından çaba istemekte, netice istememektedir.

﴾ Sen onların hidayete ermelerine çok hırs (düşkünlük) göstersen de, Allah saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.﴿ (Nahl 37)

﴾ Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Bilakis Allah dilediğini hidayete erdirir. Hidayet olunacakları da en iyi O bilir.﴿ (Kasas 56)

Başarılı Davetçinin Vasıfları

Davetçinin birtakım niteliklere sahip olması gerekir:

  1. Allah İle İlişkisi Kuvvetli Olmalı: İbadetlerini ihlasla yapmalı, tüm yaşantısını kulluk bilinci içinde ifa etmelidir.
  2. İnsanlarla Da İyi Ve Güzel İlişkiler Kurmalı: Onlara içtenlikle davranmalı, bu şekilde iyi bir örnek olmalı ve onlara rehberlik etmelidir.
  3. İnsan Yapısını Ve İçinde Bulunduğu Toplumu İyi Tanımalı: Onların örf ve adetlerini, görüş ve düşüncelerini bilmelidir. İnsanlara; onların inanç derecelerine, farklı yetenek ve zekaya sahip olmalarına ve çeşitli toplumsal eğilimlere yönelmelerine göre davranmalı, insanların hak ve onurlarına saygı duymalı, ayrım yapmamalı ve daveti tüm insanlara yapmalıdır.
  4. Samimi ve Dürüst Olmalı: Bu hem Allah’ın sevgisini ve beraberliğini, hem de insanların sevgisini kazanmayı sağlar.
  5. Bilmeli ve Uygulamalı: Bilinçli ve bilgiyle donanmış olarak davet yapılmalı ve davet edilen şeyleri de önce kendisi uygulamalıdır.
  6. Sabretmeli: Güzel sonuçlara ulaşmak için sabretmeli, yaşanacak olumsuzluk ve musibetlere sabırla katlanmalı ve durmaksızın gayret göstermeye devam etmelidir. Unutulmamalıdır ki, davette başarı sabra bağlıdır.
  7. Kanaatkar Olmalı ve Dünyaya Bağlanmamalı: Her insan kendisine takdir olunana kavuşacaktır. Takdir olunana kanaat edip ahireti gaye edinmek, işlerinin Allah tarafından düzeltilmesine, gönlüne zenginlik verilmesine sebep olur. Alimler, kanaatkarlıkları derecesinde insanları etkilemektedir.
  8. Hoşgörülü, Ciddi ve Ağırbaşlı Olmalı: Olaylara sükûnetle yaklaşmalı, sıkıntılara katlanarak geniş davranmalı, sonuçları düşünerek hareket etmeli, sertlik ve aşırılıktan uzak durmalı, yanındakileri de bundan sakındırmalıdır.
  9. Alçakgönüllü, Sade ve Güler Yüzlü Olmalı: İnsanlarla iyi geçinmeli, ihtiyaç ve sıkıntılarıyla ilgilenmeli, güler yüzlü ve yumuşak huylu olmalı, onlara merhamet kanatlarını germelidir. Güzel sözler kullanmalı, çirkin ve sert sözleri terk etmelidir. Bilmeyenleri bilgilendirmeye, bilip de yasakları çiğneyenleri sert olmayan üslupla kınayıp uyarmalıdır.

İnsanların sevgi, saygı ve takdirlerini kazanıp kendini kabul ettirmeden onlara söz dinletip itaat etmelerini sağlamak imkansızdır.

  1. Bağışlamalı ve Affetmeli: İslam, kötülüğe misliyle karşılık vermeyi meşru kabul etmekle beraber bağışlayıp affetmenin üstünlüğünü vurgulamıştır. Bu ahlaka sahip olanlar seçkin kullar zümresinden olur.
  2. Hikmet ve Merhamet Sahibi Olmalı: Hikmet sahibi davetçi, olaylar karşısında nasıl tavır alacağını, davet edilenlere ne zaman katı ve sert, ne zaman yumuşak davranması gerektiğini, onları nasıl eğiteceğini ve onlar için neyin uygun olacağını bilir.

İnsanlara anlayamayacakları veya meseleleri karıştırmalarına sebep olacak şeyler öğretilmemeli, büyük meselelerden önce küçükleri öğretilmelidir.

  1. Güçlü ve Kararlı Olmalı: Tavır takınılması gereken yerlerde kararlılık göstermek saygınlığı artırır ve başarıyı getirir. Kulun imanı güçlenir, Rabbine içtenlikle güvenip dayanır ve O’nunla ilişkisini geliştirirse görüşlerini kararlılıkla dile getirir, cesaretle, azimle ve onurlu bir şekilde davet görevini sürdürür.
  2. Becerikli Olmalı ve İyi Yönetmeli: Olaylar karşısında olumlu bir tavır alıp akıllıca davranmalı, olayları güzel yönetip kontrolü elde tutmalıdır. Böylece zor dönemlerden çıkmak kolaylaşır ve başarılı olunur.
  3. İffetli ve Vera Sahibi (Şüpheli Şeylerden Sakınan) Olmalı: Davetçi iffet ve onurunu korumalı, kendini küçük düşürerek insanlardan bir şey istememeli, kanaat etmeli ve Allah’ın takdirine razı olmalıdır. Ayrıca günah ve haramlardan kaçınmak için şüpheli şeylerden sakınmalıdır.
  4. Gözetmeli ve Tedbirli Olmalı: Davetçi kendisine kurulabilecek tuzaklara karşı daima uyanık olmalı ve tedbirini almalıdır. Özellikle güvenli olmadığı toplumlarda daha dikkatli davranmalıdır. Çünkü bu, kişinin kendini tehlikeye atmaması için dini bir gerekliliktir.
  5. Güzel ve Etkili Konuşmalı, Diyaloğu Kesmemeli: Düzenli ve kurallı olarak yapılan edebî konuşmaların insanlar üzerindeki etkisi yüksek olur. Amaçlananların anlaşılmasını sağlayacak kadar kısa ve öz konuşulmalı, kulağa hoş gelen ve kalpleri etkileyen sözler kullanılmalıdır.
  6. Üstünlük ve Cesaret Sahibi Olmalı: Yücelik ilim ve ibadette, üstünlük de Allah’a ve Rasûlü’ne itaattedir. Ancak bu özellik kişiyi, insanların saygınlığını ve haklarını ihlal etmeye sevk etmemelidir. Kul, ancak güçlü bir imanla Rabbine dayanıp O’na güvenir ve yalnız O’ndan korkar, başka şeylerden korkmaz.
  7. Emanete Riayet Etmeli: Emanete riayet dinin en temel gereklerindendir. Davetçi, kendisine teslim edilen emanetleri korumalı ve bu hususta güvenilir olduğunu ispatlamalıdır.
  8. Doğru Olmalı: Bu; insanların güvenini kazanmak, Allah’ın dinini onlara tebliğ etmek ve onlar üzerinde etkili olmak için kaçınılmaz bir ilkedir. İnsanlar doğruluğuna inandıkları bir kişinin davetini daha kolay kabul ederler. Çünkü bu kimsenin yalan söylemeyeceğinden ve kendilerini yanıltmayacağından emindirler.
  9. Hayalı Olmalı: Haya iki türlüdür:

(a) Kişinin özünde var olan, Allah’ın dilediği kuluna bağışladığı yaratılıştan gelen haya. Bu duygu, sahibinin fenalıklar işlemesine mani olur, onu kötü ahlaktan korur.

(b) Allah’ı tanımaktan, her an kullarından haberdar olduğunu bilmekten, Allah’ın sınırsız nimetlerinin şükrünü eda edememekten kaynaklanan ve çalışarak elde edilen haya. Bu, ancak kamil imandan kaynaklanır.

Hayanın tamamı hayırdır ve sahibini güzel fiiller işlemeye, fena işlerden de sakınmaya teşvik eder.

  1. İkram Etmeli ve Cömert Olmalı: Bu özellik; kalp kazanmak, uzak duranları yakınlaştırmak ve insanları etkilemek, bu şekilde de insanlar arasında kabul görüp davetin başarıya ulaşabilmesi için pek büyük öneme sahiptir.
  2. Sır Saklamalı: İnsanlar sırlarını açacakları, içlerini döküp sorunlarını çözmek üzere başvuracakları sır saklayan kimseler ararlar. Aksi takdirde sırlarını içlerinde saklayıp sıkıntılarını gizlemeyi tercih ederler.

Davetçinin sır saklayan, bu şekilde güvenilir birileri olarak toplumun sevgi, saygı ve güvenini kazanan kimseler olması davetlerinin menfaatlerine olur.

SON SÖZ: Davetçilerin kişilikleri olgunlaştıkça, bilgi düzeyleri arttıkça, dış görünüş ve davranışlarına dikkat ettikçe, bunlarla beraber kendisindeki iyi özellikler çoğaldıkça güvenilirliği ve saygınlığı artar, sözleri dinlenir, kendilerine itaat edilir ve davetleri kabul görür. Böylece görevlerini en güzel şekilde yapmaları kolaylaşır.

Rabbim bizleri hakka ve hayra muvafık kılsın, hidayet ettiği kullarından eylesin ve hidayetini dilediği kullarının hidayetine vesile kılsın. Amin!…

Vallahu a’lem, ve’s-salatu ve’s-selamu alâ Rasûlina Muhammed, ve’l-hamdu lillahi Rabbi’l-alemîn.

Leave a Reply