ŞER’İ CİHAD: TARİFİ, FAZİLETİ, ÇEŞİTLERİ, ŞARTLARI, MERHALELERİ VE HÜKÜMLERİ
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
Hamd Allah’a mahsustur ve O kullarına yeter. Salat ve selam seçkin yaptığı kulları olan rasullerine olsun. Allah, sahabenin hepsinden ve hesap gününe kadar onların izleri üzere kalmakla yetinen kimselerden razı olsun.
Bundan sonra; Allah yolunda (fi sebilillah) cihada taalluk eden hususlarda tartışma ve ihtilaf çoğalmıştır. Bu ise ümmete isabet eden sıkıntı, musibet ve savaşların çokluğu sebebiyledir.
Bazıları cihat hakkında ilimsizce fetva vermekte, diğer bazıları onu haram kabul etmekte, başka birileri de onu caiz görmektedir. Ayrıca kan dökülmesi meselelerinde ihtilafın, kendisine ruhsat verilen şeylerden olduğu görüşünde olan kimseler de vardır. Onların en hayırlısı bir şiar olarak meseleyi alimlere havale etmek gerektiğini ilan eden kimselerdir.
Ben bu risalede; bu önemli konuyu Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’den sahih olarak nakledilen hadislerle delillendirmek ve büyük alimlerin sözleriyle aydınlanmak suretiyle güç yetirebildiğim kadarıyla cihadın hükümlerinden bazılarını özetlemek istedim.
CİHADIN TARİFİ
Cihad, düşmandan savunmak hususunda üstün gayret göstermek ya da elinden geleni yapmak demektir. İslam’ın farzlarından bir farz ve hörgücünün zirvesidir. Hükmü ise kıyamet saatine kadar sürecektir.
CİHADIN FAZİLETİ
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki:
- “İşin başı İslam, direği namaz ve hörgücünün zirvesi Allah yolunda cihattır.” [Tirmizi 2749, İbni Mace 3973, Ahmed 5/231 No: 22366, Sahihu’l-Cami 5136]
2.“Şüphesiz ki cennette yüz derece vardır. Allah onları, Allah yolunda cihad edenlere hazırlamıştır. Her iki derece arası da gök ile yer arası gibidir.” [Buhari 2790]
3.“Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e amellerin en faziletlisinin hangisi olduğu soruldu.
-Allah ve Rasûlü’ne imandır, buyurdu. Sonra hangisi? denildi.
-Allah yolunda cihaddır, buyurdu.” [Buhari 1519, Müslim 83/135]
- “Allah yolunda yapılacak bir sabah veya akşam yolculuğu dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.” [Buhari 2792, Müslim 1880]
CİHADIN ÇEŞİTLERİ
- Nefisle Cihad: Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“(Asıl) mücahid nefsiyle cihad eden, (asıl) muhacir ise Allah’ın yasakladıklarını terk eden kimsedir.” [Ahmed 6/21-22 No: 24458, 24465, 24467, Elbani Silsiletüs Sahiha 549]
- Şeytanla Cihad: Bu, imanına atılan kötü zan ve şüpheler ile bozuk ve şehevi istekleri uzaklaştırmak için kulun yaptığı mücadeledir.
- İlimle Cihad: Münafıklarla ve bidat ehliyle hüccet (delil) getirme ve dille yapılan cihaddır. Bu cihad çeşidini ancak ve ancak sayıları az da olsa ümmetin en önde gelen ilim ehli yapabilir. Onlar rasûllerin mirasçıları ve bu mirası yerine getirenlerdir. Onlar Allah katında makam olarak en üstün olanlardır. Allahu Teala şöyle buyurdu:
﴾Onunla (Kur’an ile) onlarla büyük bir cihad et!﴿ [Furkan 52]
- Silahla Cihad: Aslen kılıç ve mızrak gibi silahlarla kafirlere karşı yapılan cihaddır. Malla ve dille yapılan cihad da bu kısma girer. Allahu Teala şöyle buyurdu:
﴾Kendilerine savaş açılan Müslümanlara, zulme uğramaları sebebiyle (cihad için) izin verildi. Şüphe yok ki onlara yardım etmeye Allah’ın gücü yeter.﴿ [Hacc 39]
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin.” [Ebu Davud 2504, Nesai 3082, Darimi 2437, Ahmed 3/124 No: 12271, Elbani Sahihul Cami 3090]
TENBİH: İLİM CİHADI SİLAH CİHADINDAN DAHA FAZİLETLİDİR:
İbnul Kayyim Rahimehullah şöyle dedi:
“Dinin ayakta durması ilim ve cihadla olur. Bu sebeple cihad iki nevidir: Birincisi elle ve mızrakla yapılan cihad ki, buna katılan çoktur. İkincisi ise hüccet (delil getirme) ve beyan (açıklama) ile yapılan cihad ki bu, rasûllere tabi olanların en seçkinlerinin yaptığı cihaddır. O imamların cihadıdır ve bu iki cihad türünün en faziletlisidir. Çünkü faydası en büyük, sıkıntısı en şiddetli ve düşmanı en çok olandır. Allahu Teala buyurur ki: ﴾Onunla (Kur’an ile) onlarla büyük bir cihad et!﴿ [Furkan 52] Bu onlara karşı Kur’an’la yapılan cihaddır. İki cihadın en büyüğüdür. Aynı zamanda o, münafıklara karşı yapılan cihaddır…” [Miftahu Daris Seade 1/271]
Başka bir yerde de şöyle demektedir:
“Hüccet ve dille yapılan cihad kılıç ve mızrakla yapılan cihaddan öndedir…” [Mukaddimetül Kafiyetiş Şafiyye s. 19]
İbni Teymiyye Rahimehullah şöyle dedi:
“Bidat ehline reddiye yapmak cihad etmektir. Hatta Buhari’nin hocası Yahya b. Yahya ‘Sünneti müdafa etmek cihaddan daha faziletlidir.’ derdi.” [Reddu Alel Ahnâî s.5]
Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam Rahimehullah şöyle dedi:
“Sünnete tabi olan kor ateşi avuçlayan gibidir. Benim nazarımda bugün o, Allah yolunda kılıç sallayan kimseden daha faziletlidir.” [Tarihu Dimeşk 79/49]
Humeydi Rahimehullah şöyle dedi
“Allah’a yemin olsun ki bana, Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisini reddeden bu kimselere gazve yapmam, onların sayısınca din düşmanına gazve yapmamdan daha sevimlidir.” [Herevî, Zemmul Kelam ve Ehlih 228]
Ebu Said el-Hudri Radıyallahu Anh şöyle derdi:
“Haricilerle savaş bana, şirk ehlinden onların sayısınca kişiyi öldürmekten daha sevimlidir.” [İbni Ebi Şeybe 37886]
SİLAHLA YAPILAN CİHADIN KISIMLARI
- TALEP (SALDIRI) CİHADI: O, ilayı kelimetullah (Allah’ın hükmünün en üstün olması) ve şirk ile putperestliğin yok edilmesi için, kafirlerle kendi beldelerinde yapılan gazvedir. Küfür ehlinin İslam’a davet edilmesinden sonra yapılır. Bunu kabul etmezlerse cizye vermeleri istenir. Bunu da kabul etmedikleri takdirde onlarla savaşmak ve öldürmek vacip olur.
Hükmü: Farz-ı kifayedir. Ümmetten birileri yerine getirdiğinde geri kalanlardan günah düşer.
Allahu Teala buyurdu ki:
﴾Müminlerden özür sahibi olanlar dışında oturanlar ile malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler eşit olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vaad etmiştir ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.﴿ [Nisa 95]
﴾Müminlerin hepsinin toptan sefere çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminde bir gurup, dinde (dinî ilimlerde) geniş bilgi elde etmek ve kavimleri (savaştan) kendilerine döndüklerinde onları ikaz etmek için geride kalmalıdır. Umulur ki sakınırlar.﴿ [Tevbe 122]
Talep cihadının diğer ibadet çeşitlerinde olduğu gibi bazı şartları vardır. Onları imanî donanım ve maddî donanım diye şu şekilde özetleyebiliriz:
- İmanî Donanım (Hazırlık):
(1) Tevhid (Allah’ı varlığı, isim ve sıfatları, fiilleri ve ibadete dair haklarıyla birleme)
(2) Takva (Allah korkusu)
(3) Safın bir/tek oluşu,
(4) Yöneticiye/komutana tabi olma (uyma),
(5) Cihadın hükümleri hakkında bilgi.
Bu hususta tafsilata girilecek olursa liste uzatılabilir. Bu kadarla yetiniyoruz.
YARDIMIN TAHAKKUKU İÇİN ŞER’İ ŞARTLAR:
(1) İnsanların arasında tevhidin yaygınlaşması.
﴾Müminlere yardım etmek bizim üzerimize bir haktır.﴿ [Rum 47]
(2) Tek bir komuta altında tek bir sancakla savaşma.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“Her kim körü körüne bir sancak altında savaşır veya kavmiyetçilik adına savaşır ya da kavmiyet davasına yardım eder ve öldürülürse cahiliye ölümü ile öldürülmüş olur.” [Müslim 1848]
Allahu Teala buyurdu:
﴾Birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız ve kuvvetiniz gider.﴿ [Enfal 46]
(3) Düşmana yetecek gücün bulunması ve maslahatın (menfaatin) mefsedete (bozukluğa, zarara) tercih edilmesi.
Bütün bunları avam ve kalabalık gürültücüler ile alim benzerleri dışındaki büyük alimler belirlemiş ve takrir etmişlerdir.
- Maddî Donanım (Hazırlık): İki kısma ayrılır:
(1) Beşeri Hazırlık: İlim ehli; Müslümanların sayısının, düşmanların sayısının yarısı veya üstünde olmasının vacip olduğunu, şayet sayıları bundan az olursa savaşmanın vacip olmadığını söylemişlerdir. Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:
﴾Şimdi Allah sizden (yükünüzü) hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Şayet sizden sabırlı yüz kişi olursa (onlardan) iki yüz kişiyi yener; sizden bin kişi olursa Allah’ın izniyle, iki bin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.﴿ [Enfal 66]
(2) Araç, Gereç ve Teçhizat Hazırlığı: Müminlerin silahının, yeterlilik olarak kafirlerin silahının cinsinden olması vaciptir. Bunun olmaması durumunda savaşmak haramdır. Çünkü bu durumda müminlerin veya nesillerinin helaki söz konusu olur. Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:
﴾Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah’ın bilip sizin bilmediklerinizi korkutmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın…﴿ [Enfal 60]
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“İyi bilin ki kuvvet atmaktır, iyi bilin ki kuvvet atmaktır, iyi bilin ki kuvvet atmaktır.” [Müslim 1917]
Cihadın bu çeşidi ancak, Müslümanların bir devlete dönüştükleri ve onları organize eden bir topluluk oldukları zaman, başlarındaki idarecinin izniyle ve onun sancağı altında caiz olur.
Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“İmam (idareci) ancak, koruyucu bir kalkandır, onun arkasında (önderliğinde) savaşılır ve onunla korunulur.” [Buhari 2957, Müslim 1841]
Ebu Cafer et-Tahavi Rahimehullah şöyle dedi:
“Hac ve cihad, kıyamet gününe kadar Müslümanlardan iyi ya da kötü emir sahibi (idareci) kimselerle beraber yapılır. O ikisini hiçbir şey iptal edemez ve ihlal edemez.” [Akidetüt Tahaviyye 77]
- DEFETME (SAVUNMA) CİHADI: Bu, güçlerinden korktukları düşmanın Müslümanları kuşatıp saldırdığı halde yapılır. Böyle bir durumda onları defedip uzaklaştırmak bütün Müslümanlara vacip olur ve talep cihadında şart koşulan hiçbir şart koşulmaz.
Hükmü: Öncelikle kuşatılan bölge ahalisine, daha sonra da ihtiyaç olması durumunda daha yakın diğer Müslümanlara farz-ı ayndır.
“Abdurrahman b. Avf ve arkadaşları Radıyallahu Anhum Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e gelerek:
-Ey Allah’ın Nebisi! Bizler müşrik iken izzet içindeydik. Müslüman olduğumuz zaman mı zillete düştük? diye sordular. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
-Ben affetmekle emrolundum. Sizler (Kureyş) kavmiyle savaşmayın.
Bunun üzerine Allah Azze ve Celle ﴾ Kendilerine ‘Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin.’ denilen kimseleri görmedin mi? … ﴿ [Nisa 77] ayetini indirdi.” [Nesai 3073, Hakim Müstedrek 2377.]
İbni Kesir Rahimehullah şöyle dedi:
“(O dönemde Müslümanlara) müşriklere karşı görmezden gelmeleri ve affetmeleri, bir vakte kadar sabretmeleri emredilmişti. Acı çekiyorlar ve düşmanlarından intikam almak için savaşmakla emrolunmayı istiyorlardı… İşte bu sebeplerle ancak kendilerinin bir yurdu, men etme/direnç gücü ve yardımcıları olunca Medine’de cihadla emrolundular.” [İbni Kesir Tefsiri 2/359]
İbni Kayyım Rahimehullah şöyle dedi:
“Allah müminleri Mekke’deyken elle yardımlaşmaktan yasakladı, onlara affetmeyi ve görmezden gelmeyi emretti. Bunun sebebi ise birbirlerine yardım etmelerinin, sabredip ses çıkarmamalarından kaynaklı mefsedetten daha büyük bir mefsedete vesile olması ve zarar ihtimalinden dolayıdır. Canlarını, dinlerini ve nesillerini koruma maslahatı, yardımlaşma ve karşılık verme maslahatından daha racih/tercihe şayandır.” [İ’lamul Muvakkiîn 3/111]
İbni Teymiye Rahimehullah şöyle dedi:
“Müminlerden herhangi biri yeryüzünün herhangi bir yerinde veya herhangi bir vakitte mustazaf (zayıf) olursa kitap verilenlerden ve müşriklerden Allah’a ve Rasûlü’ne eziyet yapan kimselere karşı sabır ayetiyle amel eder ve görmezden gelir. Güç sahibi kimselere gelince dine saldıran küfrün önderlerine karşı savaş ayetleriyle ve kitap verilenlere de elleriyle alçalmış olarak cizye verinceye kadar savaş ayetleriyle amel ederler.” [Sarimul Meslul s. 221]
ŞER’Î CİHADIN MERHALELERİ:
- Zayıflık Merhalesi: Allahu Teala bu aşamada Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e Allah’a ve Rasûlü’ne eziyet edenlerden ellerini çekmelerini, görmezden gelip affetmelerini emretmiştir. Şöyle buyurmuştur:
﴾Kendilerine ‘Ellerinizi savaştan çekin, namazı kılın ve zekâtı verin.’ denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş yazılınca(farz kılınınca) içlerinden bir gurup Allah’tan korkar gibi, hatta daha fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar…﴿ [Nisa 77]
﴾…Allah’ın emri gelene kadar onları affedin, geçin. Allah muhakkak her şeye kadirdir.﴿ [Bakara 109]
﴾Size bir iyilik gelse, bu onları üzer; başınıza bir kötülük gelse buna da sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların hilesi size hiçbir zarar veremez. Muhakkak ki Allah yaptıklarının hepsini (ilmiyle) kuşatmıştır.﴿ [Al-i İmran 120]
“Abbas b. Ubade Radıyallahu Anh İkinci Akabe Beyatı’nda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e:
-Seni hak ile gönderene yemin ederim ki şayet istersen hemen yarın kılıçlarımızla Mina ahalisinin üzerine yöneliriz, deyince Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
-(Henüz) onunla emrolunmadım (bana savaş emredilmedi).” [Ahmed 3/460-462 No: 15891, İbni Hişam 1/439-443, Beyhaki Delailün Nübüvve 2/450, İbni Kesir el-Bidaye ve’n-Nihaye 3/252]
- Kendilerini Savunmak İçin Müslümanlara Cihad İzni Verilmesi Merhalesi: Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:
﴾Kendileriyle savaşılan (mümin)lere, zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.﴿ [Hac 39]
- Kendileriyle Savaşanlara Karşı Savaşta Müslümanlara Sınırlama Gelmesi Merhalesi: Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:
﴾Size karşı savaş açanlara karşı siz de Allah yolunda savaş açın ve sakın aşırı gitmeyin. Çünkü Allah aşırıları sevmez.﴿ [Bakara 190]
- Müşriklerle Toptan Savaşma Merhalesi: Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:
﴾…Müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah sakınanlarla beraberdir.﴿ [Tevbe 36]
﴾Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.﴿ [Tevbe 5]
Müslümanların zayıflık merhalesindeyken kuvvet merhalesinde yapılması gerekenle (savaşla) amel etmeleri asla caiz değildir. Aynı şekilde kuvvet ve izzet hallerinde de cihadı terk etmeleri yani sabır ayetleriyle amel etmeleri caiz değildir. Bunu düşünmek gerekir.
YARDIMIN ÇEŞİTLERİ
- İstihkakî (Hak Olan) Yardım: O, hakikî bir iman sebebiyle Allah’ın müminlere vaat ettiği yardımdır ve o, Allah’ın Nebisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e ve ashabına yaptığı yardımdır. Allahu Teala şöyle buyurmaktadır:
﴾…Müminlere yardım etmek de bizim üzerimize bir hak olmuştur.﴿ [Rum 47]
- Allah’ın Lütfu Olan Yardım: Bu, Müslümanların günahları ve vaciplerinin bir kısmını ihmal etmeleri sebebiyle yardıma müstehak olmamalarına rağmen Allah’ın onlara bir lütuf olarak yaptığı yardımdır. Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
“Bana zayıfları getirin. Muhakkak ki sizler zayıflarınız sebebiyle rızıklandırılır ve yardım görürsünüz.” [Ebu Davud 2594, Tirmizi 1754, Nesai 3165, Müstedrek 2555, Ahmed 5/198 No: 22074, İbni Hibban 4767, Sahihul Cami 41]
- Kevnî Yardım: Allah maddi kuvveti sebebiyle iki guruptan her birinin yardımını bırakır ve onları terk eder. (Allahu Teala bazen insanları, toplulukları veya devletleri kendi hallerine bırakır ve herhangi birine yardım etmez.) İki guruptan biri diğerinden daha kuvvetli olduğunda zayıf olana karşı zafer elde eder. Diğeri kuvvetli olduğunda da öbürüne galip gelir.
Son olarak ey din kardeşim, İslam’ın farzlarından bir farz gibi Allah yolunda cihad etmek istediğinde yapman gereken İslam’ın hükümlerini, şartlarını ve vaciplerini öğrenmendir. Eğer sen alimlerin görüşlerine bakmadan mücerred savaş yapmak istersen istediğini yap! Lakin bilmelisin ki senin bir tek canın var, eğer o giderse asla geri dönmez. (Bu bir hatadır. Allah için olan ölümden bile bir hayırlı netice umulur. İlme dayanmayan böyle bir ölümden ise hiçbir şey umma!)
Bu risalede hata varsa bu benden ve şeytandan kaynaklanmaktadır. Bulunan doğru şeyler ise Allahu Teala’nın tevfiki sebebiyledir. Hamd alemlerin rabbi Allah’a mahsustur.
Hazırlayan: Ebu İbrahim 20 Safer 1434