ŞİRK
بِسْمِ اللهِ وَ الْحَمْدُ لِلَّهِ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِ اللهِ
ŞİRKİN TANIMI:
Lügat anlamı; شَرِكَ kökünden, birini diğer biriyle ortak tutmaktır.
Istılahı anlamı; Allah’a isim ve sıfatlarında, ubudiyetlerde mahlukatını nezir (benzer) yapmaktır. Müşrik ise; birini başkasına ortak eden kişidir. Şirkin hakikati; yaratılmışları, onları var eden yaratıcıya, yahut yaratıcıyı var ettiği mahlukata benzetmektir.
Şirkin Nevileri: İki çeşittir:
- Allah’ın zatına, isimlerine, sıfatlarına ve fiillerine taalluk eden şirktir . Bu da kendi arasında iki kısma ayrılır:
- a) Ta’til Şirki: Bu, şirk çeşitlerinin en çirkini olup özünde Allah’ın sıfatlarını iptal vardır. Firavun’un şirki bu çeşittendir.[1]
- b) İnkar Şirki: Şirk ve şirki oluşturan kaideler, sonunda inkarda son bulur. İnkar ise üç kısma ayrılır:
(1) Mahlukatı Allah’ın yaratmış olmasını kabul etmeyip inkar etmek,
(2) Allah’ın isimlerini, sıfatlarını ve fiillerini tevil veya iptal ederek O yüce yaratıcının kemal ve mukaddes olmasını inkar etmek,
(3) Tevhidin hukukundan olup kula lazım olan Allah’a karşı yapılması gereken amelleri inkar etmektir. Yaratan-yaratılan diye bir ikilik yok diyen vahdet-i vücutçuların, alemin ezeliliği ve ebediliğini iddia eden zındıkların, Allahu Teâlâ’nın isim, sıfat ve fiillerini inkar eden Cehmiye ve Karamita fırkalarının şirkleri bu tür şirktir.
- Allah’a ibadet ederken başkalarını O’na denk yaparak işlenen şirktir.
ŞİRKİN KISIMLARI:
İki kısımdır: Büyük ve küçük şirk . Bu kısma, bağışlanan ve bağışlanmayan şirk de denmiştir.
- Büyük Şirk:
- a) Sevgi ve tazimde bir şeyi Allah’a eş koşmak bu kısımdandır. Buna mahlukattan bir şeyi Allah’ı sever gibi sevmek örnek olarak gösterilebilir. Şüphesiz ki müşrikler, şirk koştukları varlıkları yaratma, rızk verme, öldürüp yaşatma vb. hususlarda Allah’a denk yapmamışlardı. Aksine onlar şirk koştukları varlıkları sevgi, tevekkül, boyun bükme gibi kalbî amellerde Allah’a denk yapmışlardı.
- b) Allah’ın isimlerini, sıfatlarını ve rububiyetini inkar etmeden Allah ile beraber başka bir ilah edinen kimsenin şirki de bu kısımdandır ‘Allah üçün üçüncüsüdür.’ diyen Hıristiyanların, hayırlı şeylerin nurdan ve şerli şeylerin karanlıktan meydana geldiğini söyleyen ateşin kulları Mecusilerin, ‘Kul kendi fiilinin yaratıcısıdır.’ diyen Kaderiye fırkasının, Bakara Sûresi 258. ayette anlatılan İbrahim (Aleyhi’s-Selam) ile öldürme ve diriltme hususunda tartışmaya giren kişinin, büyük yıldız ve gezegenleri Allah’a eş koşan kimselerin çoğunun şirkleri bu çeşit şirke girer. Yıldızperestler (Sabiler), onları bu alemin işlerini irade eden Rabler edinmektedirler.
- c) Secde, tevekkül, inabe, takva, haşyet (korkma), tevbe, nezir, yemin, tesbih, tekbir, tehlil, tahmid, istiğfar, başı tıraş, boyun bükme, Kabe’nin tavafı, dua vb. bütün ibadetler sadece Allah’ın hakkı olup O’nun gayrına yapılamaz.
- d) Fiil, Söz, İrade ve Niyetlerdeki Şirk: Büyük şirk kısmına fiil, söz, irade ve niyetlerdeki şirk de dahil olur. Fiilî şirke Allah’tan gayrısı için eğilmek, ona secde etmek, teberrük ve şifa maksadıyla Kabe’nin dışında taş, ağaç, kabir, türbe vb. bir şeyin etrafını tavaf etmek, Hacerü’l-Esved’den başka bir şeyi tazim ederek öpmek, kabirleri öpüp istilam etmek ve onlara secde etmek gibi fiiller örnek gösterilebilir.
İstek ve niyetlerdeki şirk, sahili görülmeyen bir deniz gibidir. Allah’ın rahmet ettiği kimselerin dışında ondan kurtulan pek olmamıştır. Her kim yaptığı ameliyle Allah’ın vechinin dışında bir şey istese veya ameliyle O’ndan gayrına yaklaşmaya niyet etse ve amelinin karşılığını ondan talep etse bu kimse hem isteğinde ve hem de niyetinde şirk içerisindedir. Bunun ilacı ise, ihlastır.
İhlas: Kişinin sözlerinde, fiillerinde, iradesinde ve niyetinde Allah için samimi ve dürüst olmasıdır.
- Küçük Şirk:
- a) Vesile (Vasıta Edinme) Şirki: Allah ile kulun kendisi arasına bir aracı konması ile ortaya çıkan bir şirk türüdür. Vasıta koyan kimse esasen Allah’ı tanzim etmeyi kastetmektedir. O yüce zatın azametinden dolayı sultanların halinde olduğu gibi aracı ve şefaatçiler olmadan O’nun huzuruna varamayacağına inanmaktadır.
Halbuki Kur’an ve sünnete göre şer’i tevessül (aracı edinme) üç türlüdür:
(1) Allah’ın güzel isim ve sıfatlarıyla dua etmek,
(2) Salih amelleri vesile kılarak dua etmek,
(3) Salih kimselerden dua talep etmek.
Bunların dışındaki her türlü vesile ve edinilen vasıtalar şirki doğurur.
- b) Riya Yaparak İbadetlerde Allah’a Şirk Koşmak: Bunun cürümü büyük şirke göre daha hafiftir. Bu şirki işleyen kimse, ibadet ve amellerini Allah’a has kılmaz. Bu şirkin sahibi kimi zaman nefsini tatmin için, kimi zaman dünyayı elde etmek için, kimi zaman da halkın nazarında makam ve mevki elde etmek için amel eder bu gibilerinin amellerinde nefis için bir pay, şeytan için bir pay ve amelleri emreden Allah olduğundan O’nun için de bir pay vardır.
Riya şirktir. İbadetlerdeki bu riya şirki amellerin sevabını iptal eder. Ameller vacip kısmından ise, onun sahibi cezaya da çarptırılır. Çünkü o kimse bu fiiliyle hiç amel etmemiş gibidir. İbadetinde Allah için ihlaslı olmayan, emrolunduğunu yapmamaktadır. Gösterişle yaptığı ameller ise Allah’ın istemediği amellerdir. Dolayısıyla o ameller sahih ve makbul değildir.
- c) Sözlerdeki Şirk: Şirk içeren sözler de Allahu Teâlâ’ya şirk kısmındandır. Mesela Allah’tan başkasına yemin etmek, bir kimsenin diğerine ‘Allah ve sen istersen’ sözü, ‘Ben Allah’a ve sana güveniyorum’, ‘Bana Allah ve sen yetersin’, ‘Bu Allah ve senin sayende olmuştur’, ‘Bu Allah’ın ve senin bereketinle olmuştur’ vb. ifadeler de hep bu kısım şirktendir.
Vallahu a’lem, ve’s-salatu ve’s-selamu alâ Rasûlina Muhammed ve’l-hamdu lillahi Rabbi’l-alemîn.
[1] Kasas 38